SÖZCÜ GAZETESİ!


 

 

12 Eylül darbesinden sonra doğanlar onları tanımazlar. Tanırlar da bizim tanıdığımız taraflarıyla tanımazlar. Yoksa kim tanımaz Emin Çölaşan’ı ve Doğu Perinçek’i… 

Emin Çölaşan Hürriyet gazetesinde yazarken Aydın Doğanla yolları ayrılınca “Sözcü” gazetesinde yazmaya başladı. İsabetli, ilmi ve müspet yazılarıyla değil; sivri, mesnetsiz, delilsiz ve iftira dolu, kendi insiyaklarına dayalı yazıları ile gündemi daima işgal etmeye çalışmaktadır. 12 Eylül darbesi öncesinde de MHP ve mensuplarıyla alâkalı mesnetsiz, iftiralara dayalı sürekli yazılar yazmıştır. Olanı olmayanı, doğruyu yalanı bir torbaya koyup, kamuoyunu MHP ve mensupları aleyhinde yönlendirmeye çalışmıştır. Milliyetçi-Ülkücü gençler Emin Çölaşan ve Doğu Perinçek gibilerinin yazılarıyla komünist merkezlere hedef gösterilmiştir. Ve binlerce genç arkadaşımız hayatlarının baharında bizden koparılmışlardır. O günleri unutmak ne mümkün! 

Doğu Perinçek’in “Aydınlık”ı çarşaf çarşaf her gün MHP ve ülkücülerle ilgili yalan haberler yazardı. Her gün sekiz- on ülkücü komünistler tarafından vurulurdu. 12 Eylül öncesi ülkücüler bu günkü HDP- PKK uzantılarıyla kavga etmişlerdir. Kürtçü komünist hareket, kendisini solcu- devrimci örgütler içerisinde kamufle etmeyi başarmıştır. Zaten Kürdistan niyetlerini saklamasalardı; Anadolunun saf ve emperyalizme karşı olan, samimi, vatanperver solcu gençlerini de yanlarında bulamazlardı. O gençler kendilerince emperyalizme karşı, devrimci- sosyalist idealler için bizlerle vuruştuklarını sanıyorlardı. Ama esas gayelerinin ne olduğu PKK ile ortaya çıktı. Sosyalizm, devrimcilik, işçi hakları vs. Anadolu gençliğinin önüne konan bir yemdi. Bütün bunlar yalandı. Esas gaye Kürdistan idi. Sol örgütlerin yönetim kadroları hep doğu ve güneydoğu kökenli Kürtçü komünistlerdi. O günlerin DEV-GENÇ Genel Başkanı olan Ertuğrul Kürkçü, bu gün HDP milletvekili. Ne demek istediğim gayet açık…  O gün bu gerçekleri bizim dışımızda gören olmadı. Şimdi devletçi kesilen Doğu Perinçek o zaman Kürtçü yayınlar yapıyordu. Ve o zaman Beka Vadisinde Apo’nun Kürtdistan ideali için kurduğu peşmerge ordusunu denetliyordu. 

Bütün bunları yazmak nereden icabetti? 

Ülkücüyüm diyen bazılarının elinde ”Sözcü” gazetesini görünce, ister istemez maziye gittim. O Emin Çölaşanın “Hürriyet”te ve Doğu Perinçek’in Aydınlık”ta yazdıkları yalanlar üzerine MHP Ve Ülkücü Kuruluşlar Davası açıldı. İddianame bunların yazıları üzerine bina edilmiştir. Hatta o kadar ki; “Aydınlık”ın “Mersin-Tarsus Soğukoluk köyü” diye yanlış yazdığı bilgiyi bile, yanlışı ile iddianameye Savcı Soyer almıştır. Soğukoluk köyü İskenderun’un bir köyüdür Bu dava sebebi ile binlerce arkadaşımız mağdur oldu. Senelerce suçsuz yere Mamak Askeri Cezaevinde işkence gördüler. Hayatlarının en güzel yıllarını zindanlarda geçirdiler. 

Şimdi bakıyorum da sanki bunlar Türkiye’de hiç yaşanmamış. Hiçbir şey olmamış gibi “Sözcü” gazetesini ihtilal beyannamesi gibi ellerinde ve ceplerinde gezdirenleri ibretle seyrediyorum. 

Kim Ülkücü şimdi? Aydın Doğan’ın bile “Bâbıâlî’nin puştu” deyip kovduğu birinin gazetesini okuyanlar mı ülkücü? lşehri; Yılanın deliğinin belirgin olmadığı yerde, zehirli suya sahip olan sevinçli olur.”der. Bütün bunlara acaba Yılma Durak abi ne diyor ki? Gerçekten çok merak ediyorum. 

Yazık…