ANAYASA MAHKEMESİNİN GÖREVİ
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Abdullah Uğur

Abdullah Uğur

DÜŞÜNCE NOTLARI

ANAYASA MAHKEMESİNİN GÖREVİ

05 Mart 2016 - 10:18

                                               

                Sistem kurulurken bu milletin değerleri üzerine kurulmadığı için, varlığını devam ettirebilmek için kendince bir takım tedbirler almış. Sistem; adını partilere dayalı, parlamenter demokratik bir sistem olarak koymuş. Adı böyle konulunca, buna uygun partiler kurulmuş; ama hep kendisine uydu olarak kurulmuş. Yani halkımız sosyal ve siyasi ihtiyaçlarına uygun partileri kendisi kurmamış. Müsaade edilmemiş. Kurulmuş ve önüne konmuş.  Aynı totemler gibi. Bizlerde yıllardır bu totemlerin etrafında birbirimiz için savaş dansları yapmakta ve şarkıları söylemekteyiz. Niye? Biz totemlerimiz için kavga yapalım, sistem varlığını devam ettirsin diye. Sistemin müsaade ettiği ve fakat halkın teveccühü ile çizgi dışına çıkan partiler ve siyasiler darbeler yapılarak hizaya getirilmiştir. Sistemi kuranların gözünde halk cahil (!) ve müslüman olduğundan ona güvenilemeyeceğini hesap ederek, sistemin varlığını garanti altına almak için ordunun dışında çeşitli bürokratik kurumları da ihdas etmiştir. Milli Güvenlik Kurumu, Anayasa Mahkemesi gibi…

                İşte bu Anayasa Mahkemesi böyle bir ihtiyacın sonucu 1960 darbesinden sonra kurulmuştu. Yani milletimizin hukuki ihtiyaçlarına binaen kurulmuş değildi. Halkın siyasi tercihleri, sistemin menfaatlerine aykırı istikamette tecelli edecek olursa,  bu kurumlarla siyasilere çeki düzen verilecekti. Yani esasen temelde millete bir güvensizlik yatmakta idi. Her ne kadar sistemin adı demokratik sistem olsa da, kurdukları oyun emperyalların aleyhine döndüğü zaman derhal müdahale edilmekte veya bu kurumlar vasıtasıyla düzene çeki düzen verilmekte.  

                Batının İslam Dünyasında kurduğu sistem ve oyun bu. İş başında ki iktidar bu oyunun askeri kanadını devre dışı bırakmayı başardı. İş dünyasının da hortumlarını keserek bir şey yapamayacak hale getirdi. Sistemin üçüncü ayağı olan yargıda da referandum sonunda arzu edilen değişim gerçekleşecek ümidinde idik. Ancak dost modern darbeye maruz kalınınca, sistem siyasi otoriteyi iş yapamaz hale getirme gayretleri içerisine girdi. HSYK’nun siyasi otoritenin elini kolunu bağlama gayretlerinin sonucunda yapılan kanuni değişikliğin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, hep sistemin siyasi otoriteye karşı direnme emareleridir.

                Yani sistem, yargı ayağı ile sistemin millileştirilmesine direnmektedir. AYM’si Cumhur Başkanlığı seçimi için meclis üye sayısının367 olması kararını vermekle zaten ne için var olduğunun bariz işaretini vermişti. 2010 referandumundan sonra HSYK seçiminde tek oy kullanma şartını CHP’nin müracaatı üzerine iptal ederek yargıda çarpık yapının oluşmasına katkı sağlamıştı. Hülasa sistem, payandaları tarafından desteklenmeye ve korunmaya devam ediliyor.  Son olarak ta 52.kuruluş yıldönümü toplantısında hedefini ve gayesini net bir şekilde ortaya koymuştur:

Ferman hazırdır, kurban hazırdır, divan hazırdır. Hızır!

  

Bu yazı 14580 defa okunmuştur .

Son Yazılar