Aydın demek; gönlü, kalbi, beyni ve vicdanı aydın olan insan demektir. Bu da yetmez; bununla beraber insanlığa ışık olabilen insandır; aydın insan.
Aydın insan kabul etmemiz gerekir ki; aykırı insandır. Herkesin düşüncesinden farklı düşünceye sahiptir. Farklı düşünür ve farklı konuşur. Suyun akışına göre değil, gelişine göre kürek çeker. Onun peşin peşin doğruları olmaz. Onun doğruları büyük beyin sancılarından ve vicdan muhasebesinden sonra ortaya çıkar. Herkesin doğrusunu değil, kendi doğrularını savunur. Tasdikçi değil, tashihçidir. Herkese ve her şeye rağmen doğruları savunur ve doğruların ardında durur. Dünyayı karşısına alır. Umurunda olmaz… Başkalarının söylediği değil, kendi söyledikleri önemlidir. Onu zindanlar korkutmaz. Tehditler ona çok komik gelir. Hatta ölüm karşısında bile çok metindir. Onu ancak hakka tecavüz etmek ve mazlumlara zulmetmek korkutur. Hak karşısında dili lal olur. Mazlum karşısında kedi gibi olur. Zulüm karşısında ve zalimler karşısında aslan kesilir. Hakkın ve haklının yanında yer alır. Ölümüne onu savunur. Doğrunun önünde eğilir. Eğrinin önünde dimdiktir.
Bu vasıflara sahip insan aydın insandır.
Öyle çok okuyan ve çok bilgiye sahip olan insan, hemen aydın olamaz. Aydın farklıdır, kitap yüklü olmak farklıdır. Birisi bilginin hamallığını yapar, diğeri ise hak için ve toplum için feryat eder. Yani aydın bir bakıma toplumun maşeri vicdanıdır. Susan, susturulan ve zulme uğrayan insanların feryadı olur. Hakkın ve haklının ve mazlumun ve doğrunun sesi olur. Aydın budur. Bilgi yüklü insanla aydın arasında ki fark budur. Bilgili insan bilir ama konuşmaz. Bilir ama hak için ve toplumun menfaati için feryat etmez. Bilgili insan silik insandır. Ama aydın insan sivri insandır. Birisi bilgisinin arkasına siner, diğeri ise bilgisiyle ve vicdanıyla beraber hak için isyan eder. Bilgi sahibi olupta bilgisini ve kendisini kiraya veren insanlar vardır. Bunlar hiçbir zaman aydın olamaz. Olsa olsa ancak ajan olabilir.
Aydın insan onun için haktan vazgeçmez. Onca zulümlere ve çilelere rağmen doğrudan ve haktan vazgeçmez. Ve her şeye rağmen savunur. Satılmaz. Büyük ve sağlam ve eğilmeyen granit gibi bir karakter sahibidir. Önüne dünyanın hazinelerini koysanız haktan ayrılmaz. Onu dünyanın hiçbir menfaati, doğrularından ve hak bildiği yoldan çeviremez. Böyle asil ruhlu bir insandır.
Bu günlerde ajanlarla aydınlar karıştırılıyor. Karıştırmayın; bir insan hem bilgili, hem ufuk sahibi, hem vicdan sahibi ve hem de milletinin ve ülkesinin yanında ise o insan, aydın insandır. Değilse, hiç şüphe etmeyin o insan ajandır vesselam!