Yıllar önce SHP Genel Başkanı merhum Erdal İnönü;”Terörle yaşamaya alışalım!” demişti de doğrusu çok yadırgamıştık. Hatta ona ciddi mânâda kızanlarımız olmuştu. Ama ne kadar doğru söylediği ortada… 1984 Eruh baskınından bu yana, terörsüz bir günümüz olmadı.
Siyasi iktidar, daha doğrusu Sayın Erdoğan iyi niyetiyle terör örgütünü ve siyasi uzantılarını ayrılıkçı düşüncelerinden vazgeçireceğine inanmıştı. Seversek, kucaklarsak, hizmet edersek ve onları bu noktaya getiren saikleri ortadan kaldırırsak, şiddete dayalı faaliyetlerine son verirler diye düşünmüştü. Hem de buna çok samimi olarak inanmıştı. Lâkin hiçbir şey düşündüğü gibi olmadı. Hâlbuki Sayın Erdoğan’ın onlara açtığı kucağı anaları açmamıştı… Ama bütün bunlara rağmen istediği sonuca ulaşamadı. 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütü bazı şehirlerde özyönetim ilan edip bağımsız Kürdistan idealini ortaya koydu. Çözüm sürecinin bir avutmaca ve aldatmaca olduğu net bir şekilde ortaya çıktı. Ama bu bize çok pahalıya mal oldu.
Özyönetim ilan edilen şehirlerde; bu hendekler kazılırken, barikatlar kurulurken, tüneller açılırken, bombalar yerleştirilirken, silahlı bir mücadelenin aleni hazırlığı yapılırken; Valiler, Kaymakamlar, Emniyet Müdürleri, Jandarma Karakol Komutanları neredeydiler? Bunlar ne yapıyorlardı? Bu hendekleri, bu barikatları hiç gören olmadı mı? Bunlar görüldü, bilindi de; görmezlikten mi gelindi? Veya her şey rapor edildi de merkezi hükümet mi sessiz kalınmasını istedi? Hesap ne idi de tutmadı ki; mesele bu noktaya kadar geldi?
Doğrusu anlamak mümkün değil. Aylardır; Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, İdil’de çarpışmalar oldu. Yüzlerce vatan evladını kaybettik. Ve çarpışmalar bitmiş değil. Başka şehirlere kaymış vaziyette. Askerimiz, polisimiz, korucularımız, topyekûn güvenlik güçlerimiz kahramanca çarpışıyorlar. Gerçekten bir destan yazılıyor. Terör örgütü şehirlerde istediği neticeye ulaşamayıp büyük darbe yiyince, mücadele alanını genişletmeye başladı. Büyük şehirlerde bomba yüklü arabalarla ses getirici ve kitleleri korkutucu büyük eylemlere giriştiler.
PKK terör örgütünün bağımsızlık mücadelesi veren siyasi bir hareket olmadığı yaptığı eylemlerden bellidir. Bağımsızlık peşinde koşan hiç bir siyasi hareket, masum insanların ortasında bomba patlatmaz. Ve bunu yapan bütün siyasi hareketler de, böyle yapılması halinde başarıya ulaşamayacaklarını bilir. Peki, bu gerçek biline biline, bu eylemler niçin yapılıyor? Türk’ten intikam almak için! Bunun başka bir izahı yoktur. Hıristiyan Batı dünyası Kürtler eliyle Türk’ten intikam alıyor. Kürtlere, “Bağımsız Kürdistan” vaadi bir yem olarak önlerine konmuştur. Onlar bunun için mücadele ettiklerini sanmaktalar; ama gerçek, Ehl-i Salip’in Türk’ten intikam alma oyunudur. Öyle olmasa Ankara’da masum insanların ortasına üçüncü kez bomba konurmuydu?
Ne yaparlarsa yapsınlar; ellerinde kullanıldıklarından başka bir şey kalmayacak. Madem savaş ilan ettiler, biz de savaş hali yasalarını çıkarıp uygulayalım vesselam!