İnsan denen varlık en güzel bir şekilde yaratılmıştır.Fakat bunun yanında imtihan gereği iyilik ve kötülük yapmaya da müsaittir. Dünyamız; hak ile batılın, iman ile küfürün mücadelesi ile çalkalanıyor.Herşeyin yaratıcısı ve hakimi olan Allahın koyduğu esaslara uygun olarak yaşamak isteyenlerle kendi arzu ve isteklerine uygun tarzda yani Hak’tan uzak bir şekilde yaşamak isteyenler de vardır.
Hak, adalet, şefkat ve merhametten uzak hayat yaşayanlar, dünya bizimdir, bizim dışımızdakiler kulumuz ve kölemiz olmalıdırlar. Dünyayı avuçlarının içinde görürler, dünyanın yegane hakimi ve gücü biziz derler. Allah da bunlara zaman tanır.Ama zamanı gelince Malik-i Mülk olan Allah onlara hadlerini bildirir, yer ile yeksan eder.
Kuran-ı Kerim’deki 105. Fil Suresi bunlardan biridir. Allahın bildirdiği kutsallara saldıranların dünyada ne hale düştüklerini haber verir.
Yemen Valisi Ebrehe Miladi 570 yıllarında Kabenin tavaf edilen kutsal bir makam olmasından dolayı rahatsız olur. O günlerde Mekkeli Müşrikler ve diğer Araplar İbrahim Aleyhisselam ve İsmail Aleyhisselam’a saygı duyuyorlardı. İbrahim (as) ve oğlu İsmail (as) bağlılıklarından dolayı Kabe’ye saygı ve sevgilerini gösteriyor Kabe’ye sevgilerini gösteriyorlardı. Ebrehe bundan rahatsızlık duyuyor bölgenin hem manevi havasına, hem de maddi varlıklarına hükmetmek istiyordu. Ticari siyasi ekonomik alanlarda söz sahibi olmayı, o bölgenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine hükmetmeyi düşünüyor. Yemenin doğusu ve kuzeyini ticari alanlar arasına almayı planlıyordu. Kabe’nin kutsallığı ise buna mani oluyordu. Bunun için Sana’ya, Kabe benzeri büyük bir kilise inşa etti. Arapları kiliseye davet etti, fakat itibar edilmedi. Hatta Araplardan biri kiliseye girerek pisledi. Ebrehe Kabe yıkılmadıkça kiliseye rağbet edilmeyeceğini düşündü. Kabe’yi yıkmaya karar verdi. Fillerden oluşan büyük bir ordu kurdu, bu ordu 60 bin kişiden oluşuyordu. Karşı gelenleri bu orduyla yok edecekti. Mekke’ye doğru yola çıktı. Taif’e geldi. Oradaki deve sürülerine el koydu. El konulan develer arasında Rasülullah (sav) Efendimizin dedesi Abdulmuttalip’in 200 devesi de vardı. Ebrehe’nin Taif’e gelip Mekke’ye yaklaştığını duyan Mekkeliler rahatsızlık duydu. Abdulmuttalip Ebrehe’nin ordu kargahına gitti. Kendisini tanıttı. Ebrehe Abdulmuttalip’in saygı değer, gösterişli, alicenap bir insan olduğunu anladı. Tahtından inerek yere serdikleri serginin üzerine birlikte oturdular.
Ebrehe, ben Kabe’yi yıkacağım ne diyorsun dedi. O da ben develerimi istiyorum dedi. Ebrehe şaşırdı. Ben de Kabe’yi yıkma diyeceksin onun için geldin zannettim. O da ben develerin sahibiyim. Kabe’nin sahibi Allah’tır dedi. Ebrehe ona develerini verdi ve gönderdi. Fakat Ebrehe kızgın öfkeli ve kararlı bir tarzda Mekke’ye doğru ordusuyla yürüdü. Abdulbuttalip’te Mekke’ye gelerek Mekke halkına şehri terk edin. Canınızı koruyun talimatını verdi. Ebrehe Mahmut isimli filini Kabeye sürmek istedi. Fakat fil yürümedi. Başka bir istikamete çevrildiğinde fil o tarafa gidiyordu. Fakat Mekke’ye yönlendirildiğinde yatıp kalkmıyordu.
Onlar fille uğraşırken Allah sürü sürü kuşları gönderdi. Her bir kuş gagasında ve ayaklarında mercimekten büyük nohuttan küçük taşları taşıyorlardı. Kuşlar taşıdıkları taşları Ebrehe’nin ordusunun üstlerine attılar. Ordu kül haşhaş oldu. Leşe döndüler. Ebrehe de ağır yaralarandı. Tekrar Yemen’e dönmek zorunda kaldı ve orada öldü.
Fil vakasını Sevgili Peygamberimizin (sav), doğumundan elli elbeş gün veya üç ay önce muharrem ayının çıkmasına onüç gün kala bir Pazar günü vukuku bulduğu da rivayet edilir. Ne kadar fil olduğu konusuda çeşitli rivayetler vardır. Bin filinde olduğu söylenir. (Taberi cami-ul beyan. İbn sad. Kurtubi)
Peygamberimiz (sav) Mekkenin fethedildiği gün “Allah fili Mekke’ye girmekten alı koydu ve yalnız Rasulü ile Mü’minleri oraya hakim kıldı” buyurmuştur. Hz. Ayşe validemiz de “fil vakasına katılmış, fili yönlendiren iki kişinin kör ve kötürüm bir halde dilenirlerken gördüm” demiştir.( Fahreddin er-razi)
Kureyş kabilesi fil vakasını tarih başlangıcı kabul etmiş o yıla “Amü’l fil” demişlerdir.
Beş ayetten ibaret olan surede Cenab-ı Allah:
1- Bilmezmisin Rabbın Fil ordusuna neler yaptı?
2- Onların planlarını başlarına geçirmedi mi?
3- Üzerlerine sürüler halinde kuşlar gönderdi.
4- Onlar, pişmiş çamurdan taşlar yağdırıyorlardı.
5- Ve onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.
YORUMLAR