HZ. Muhammed A.S ın göğe yükselerek Allahın huzuruna kabul edilmesi olayına Miraç denilmiştir.Hicretten 1 yıl veya 17 ay önce gerçekleşmiştir Recep ayının 27. Gecesinde vuku bulmuştur.Miraç olayının 2 aşaması vardır.
1. Aşamada HZ. Peygamber (a.s)ın Mescidi haramdan Kudüs deki Mescidi Aksaya götürülmesi olayıdır . Bu olay ayetle tescillenmiştir. İsra suresinin 1. Ayetinde şöyle buyrulur << O yüceler yücesi Allah ki rububiyyet ve uluhiyyetine işaret eden ayetlerinden bir kısmını kendisine göstermek üzere ,Bir gece kulunu Mescidi Haramdan alıp Mescidi Aksaya götürdü.Hiç şüphesiz O, işitendir görendir >> (İSRA-1)
Her türlü noksanlıktan münezzeh olan Allah HZ Ademden ahir zamanına kadar tevhit inancını ayakta tutmak ve insanlara rehberlik yapmak için gönderdiği peygamberler silsilesinin son halkası HZ Muhammet tir. Onu,son elçi olarak karşılaşacağı zorlukları yenmek ve kıyamete kadar gelecek insanlara hükmedecek olan Allahın emir ve yasaklarını azim ve irade ile dimdik ayakta kalarak anlatması ve bildirmesi için muhteşem mucizeler ve ayetler ile yüz yüze getirdi .Ahiret hayatının bin bir halinden ikisi olan cennet ve cehennemin ahvalini gösterdi . Mescidi Haramdan Mescidi Aksaya getirilişi ve oralardaki gördükleri ve yaşadıkları Allahın ayetlerindendi.
Hadislerde verilen bilgilere göre H.Z Peygamber Burak isimli bir bineğe bindirerek Kudüs deki Mescidi Aksaya getirildi.Burada H:Z İbrahim,H.ZMusa , HZ. İsa ve diğer peygamberler tarafından karşılandı. Onlara imam olarak namaz kıldırdı.
HZ. Peygamber A.S. Beytül Makdis de kurulan bir miraçla ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı. Göğün 1. Katında HZ. Adem, 2. Katında iki teyze oğlu HZ Yahya ve İsa A.S ,3. Katta HZ Yusuf ,4. Katta HZ İdris ,5. Katta HZ Harun 6.Katta HZ Musa ve 7. Katta İbrahim A.S. ile görüştü.
HZ Peygamberin Cebrail ile birlikteliği Sidre –i Münteha da son buldu.Cebrail ben bundan daha ötesine çıkamam dedi. Rasulullah A.S. Refref adlı bir binekle yükselişini sürdürdü.Cennet ve nimetlerini , Cehennem ve orada azap çekenlerin halini gördü.Sonunda Allahın huzuruna vardı Amma Allah ile yüz yüze gelmedi.Çünkü Allah ı hiç bir göz göremez.Ebu Zer Rasulullaha Rabbini gördün mü? diye sordu. O da << O bir nur Nasıl göreyim >> dedi HZ Ayşe (RA) , her kim Muhammet A.S . Rabbini gördü derse yalan söylemiştir .Zira Allah ı << Gözler onu göremez O gözleri görür O, Latiftir. Her şeyden haberdardır >> (Enam -103) Ayetini okudu.
Miraç da Cennet ve Cehennem de gösterildi. Peygamberimiz şöyle buyurdu Beyt-i Mamura girdim iki rekat namaz kıldım Ona her gün 70 000 melek girer Kıyamete kadar geri de dönmezler .Sonra baktım bir ağaç var ki 1 yaprağı bir ümmeti bürür. Bunun kökünden bir kaynak akıyor iki kola ayrılıyordu .Ey Cibril bu nedir? dedim O da << Şu Rahmet nehri , şu da Allahın sana verdiği Kevser dir. >> dedi. Sonra Kevserin akış istikametini tuttum ve nihayet Cennete girdim .Birde ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği İnsanın kalbine gelmeyen şeyler var.Burada Yüce Allah bana 5 vakit namazı Farz kıldı. Bakara suresinin son iki ayeti verildi.Ümmetim den Allaha şirk koşmayanların büyük günahları mağfret olunmuştur.Müjdelerini verdi .
Rasulullah a Cehennemden Manzaralar da gösterildi . Şöyle ki bakırdan tırnakları ile kendi gözlerini ve bağırlarını tırmalayan bir topluluk görmüştüm.Onların kim olduğunu sorduğumda << Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyen ve onların şereflerine saldıran kimselerdir >> cevabını almıştım.Karınları yılanlar ile dolu ve o kadar şişkin insanları gördüğümde onların kim olduğunu sordum. Onların Faiz yiyen insanlar olduğu bilgisi verilmişti.Bunlara benzer daha pek çok cehennemliklerle karşılaştığını bildirmiştir.
İSRA ve MİRAC olayını Rasulullah nasıl yaşadı bu konuda İslam alimleri ihtilaf etmişlerdir .Kimi uyurken rüya halinde olmuştur ,kimi uyanıkken ruh halinde olmuştur. Çoğunluk ise hem ruh, hem de bedenle uyanıkken olmuştur görüşündedirler.Meşhur alim, Müfessir Mevdudi Tefhim-il Kuran da şöyle der << Ayette kulunu bir gece götüren sözleri bunun sadece bir görüntü vaya rüya olmadığını,bilakis Allahın Peygamberine ayetlerini gösterdiği fiziksel ve bedensel bir yolculuk olduğunu gösterir.Bunu herkes böyle kabul etmelidir. İnsanın çok sınırlı güçleri ile Aya ulaşmayı başardığı zamanda Allahın sonsuz ve sınırsız gücü ve kuvveti ile Rasuluüne kısa bir zaman içinde bu yolculuğu yaptırabileceğini inkar etmek çok saçmalıktır >> der. Molla cami Apdurrahman Kuddise Sırrıhu da <
Miraç, Kur'an'i bir hakikattir ve asla şüpheye yer yoktur ama yıllar önce olan bu hakikat nuru bizim hayatımızda nasıl parlamalıdır? Eğer biz Miracı çağında yaşanıp orada kalan bir hakikat olarak bırakırsak kendimize yazık eder, kendimizi mahrum ederiz. Peki Mirac hayatımızda nasıl yer etmeli ve bu nur hayatımızın karanlık olan yerlerinde nasıl parlamalı?
Düşüneceğiz elbette. Hayatımızda doğruları yüceltmek ve yanlışları düzeltmek için düşüneceğiz. Öncelikle Miraçla bize farz olan namazımız hayatımızda nerde ve nasıl duruyor. "Namaz dinin direğidir..." diyen Allah Rasulü sallallahü aleyhi ve sellemin uyarısındaki direğimiz sağlam mı? Yine namazımı kılarken Allah'ın emrettiği şekilde dosdoğru kılabiliyor muyuz? Yine kılarken, Allah Radulünün " Namaz müminin Miracıdır" müjdesini doğru anlayarak kimin huzuruna çıktığımızın bilincinde, aşkında ve şevkinde kılabiliyor muyuz? Böyle kılanlara ne mutlu, kılmayıpta kılmaya karar verenlere de ne mutlu.
Diğer yandan hayatımızın kolay ve basit bir şekilde işleyiverdiğimiz gıybet günahını nereye koyacağız? Dedikoduyu tv programlarına, iletişim guruplarına varana kadar sosyalleştirmekten ne zaman sıyrılacağız? Diğer türlü Miracı hayatımıza taşımak nasıl mümkün olur? Yine nasıl mümkün olur, Allah'a ve Rasülüne harb ilan etmek olan faizi hayatımızdan kovamazsak? Elbette bütün bunlar bir kararı bir tercihi gerektirir ve Allah'ın yardımını gerektirir. İşte bunun için yine Miraç hediyesi olan Amenerraslü diye bilinen ayetlerle yakaracağız Rabbimize ve "Allah'ım taşıyamayacağımız yükü bizim üstümüze yüklene,bizi affet, bizi bağışla ve bize yardım et. Sen bizim Mevlamızsın.." diyeceğiz. İşte o zaman Allah'ın izniyle hayatımızda Miracın nuru parlayacak ve hayatımızın karanlıklarını aydınlatacaktır.
Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece Miraç Kandilidir mübarek ve kutsal bir gecedir. Bu duygularla hayır ve hasanatlar ile ibadet ve tahatlar ile ihya etmeye çalışalım Allah günahlarımızı affetsin Cennet deki makamımızı yükseltsin geceniz mübarek olsun. Virüs afeti ve benzeri musibetlerden tüm Müslümanları korusun.
YORUMLAR