SİZ DE EYÜP SABRI MI VAR?
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
ALİ KERRAR ULU

ALİ KERRAR ULU

güncel konular

SİZ DE EYÜP SABRI MI VAR?

21 Mayıs 2020 - 14:46

Kişinin başına musibetler gelirken illaki bir günahı, kusuru da olması gerekmez. Allah kullarından günahsız olanları da afet ve musibetlerle dener. Sabır güçlerini ve Allah’ın iradesi karşısında metanetlerinin derecesini görmek ister. Belalar, musibetler, hastalıklar yalnız münkir, müşrik, isyankar ve günahkar kullarına gelmez. Günahsız, gerçek anlamda kendisine kulluk yapanlara da gelebilir. Hayatta en ağır imtihanların, musibetlerin Allah’ın seçkin kulları olan Peygamberlerine geldiğini görürüz. En ağır zorlukları, dertleri, belaları, musibetleri onlar yaşamıştır. Peygamberimiz (s.a.v.), alemlere rahmet olarak gönderildiği halde kendisi dünyaya gelmeden babası vefat etmiş, altı yaşında iken hem de gurbette iken annesini kaybetmiş, müşriklerden olmadık hakaret ve saldırı görmüş, yeri gelmiş elleriyle evlatlarını kabre koymuş yeri gelmiş açlığın şiddetini hissetmemek için karnına iki taş bağlamış ve daha neler neler, ama o’nun derdi dünya olmamış, o’nun derdi Allah’ın rızası olmuştur. Diğer peygamberlere baktığımızda durum farklı değildir. İbrahim (a.s.) ateşe atılmış, Musa (a.s.) Firavun’la ölümüne uğraşmış durmuş, Cercis (a.s.) testere ile başından aşağı Yahudiler tarafından kesilmiştir ve daha nice Peygamber kıssaları bizler için birer sabır ve hayat dersi taşır. Gündemimiz sağlık olunca Eyüp (a.s.) Peygamber’den de bahsedelim; Peygamber Eyüp (a.s.) bolluk ve refah içerisinde değil yokluk ve bela anında sabrını ve metanetini göstermeliydi. Allah-u Teala RasuluEyub (as) ı, çocukları ve mal, mülk ,servet ile sağlık yönünden de ağır bir imtihana tabi tuttu. Eyüp(A.S.) çok ağır bir hastalığa yakalandı. Çocuklarını kaybetti servetleri yok oldu tek hanımı ile baş başa kalmıştı fakat azminden ve iradesinden bir şey kaybetmedi Rabbine yöneldi.

“Eyyûb’u da an! Hani rabbine, "Başıma bu dert geldi. Ama sen merhametlilerin en üstünüsün" diye niyaz etmişti. ( Enbiya-83 ) Geçen süre içerisinde sabır ve duası karşılık buldu.

“Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için anılacak bir örnek olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik; ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.” (Enbiya- 84) Rabbim bizleri böyle zor imtihan eylemesin ama zor zaman olursa Eyüp (a.s.) Peygamberin sabrı aklımıza gelsin.

MUSİBET RAHMETE GÖTÜRÜR

“imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. Onlara bir musibet geldiğinde biz Allaha aitiz ve

elbette ona döneceğiz derler” ( Bakara- 154,155) Bu teslimiyet mümin olmanın güzelliğidir.

Peygamberimiz (s.a.v.) de bu konuda şöyle buyururlar;“Müminin hâli ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına güzel bir iş geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı geldiğinde ise sabreder; bu da onun için hayır olur.”(Müslim, Zühd, 64)

Sıkıntılara katlanmak mümin olmanın bir gereğidir. Ama sıkıntı, ızdırap , hastalık, afet v.b in de gelmemesi için tedbirler alınır ve gerisi Allah’a bırakılır. Başımıza gelenleri kendimiz için bir fırsata dönüştürelim. Eyüp (a.s.)’ın yaptığı gibi sabır ve tevekkülle karşılayarak musibetin rahmete dönüşmesi için Allah’a yalvaralım. Hatalarımız varsa Rabbimiz bize hatalarımızdan dönmeyi bizlere nasip etsin. Zahmet, rahmet olsun. Günahlardan kaçınan bir kul olmayı hedefleyelim. Bu uğurda Rabbim yardımcımız olsun.AMİN

EY AKIL, EY VİCDAN AYAĞA KALK!

Bu yaşadıklarımızı sadece inananlar olarak bizler yaşamıyoruz, mümin, kafir herkes yaşıyor, ve herkes kendi menfaati için kendine dersler çıkarmalıdır. Mü’minler , hatalarından arınarak daha iyi bir mü’min haline gelme çabası içerisinde olurken; Allah’a inandığı halde Rasulü Muhammed (s.a.v.)’e inanmayan ya da her ikisine de inanmayan insanlar, Allah’ın kudreti karşısında O’na teslim olmayı, O’na iman etmeyi aklın bir gereği olarak görmelidirler. Buradan, sağduyulu, ön yargılarından sıyrılmış, hakikati kabulde inat etmeyen iman etmemiş aklı sahiplerine sesleniyorum;

Bakın görün,  kendiyle övünen insanlığının, ne mallarının, ne teknolojilerinin, ne de övündükleri güçlerinin Allah’ın görünmeyen bir mikrobu karşısında dahi çaresiz kaldığını çok net bir şekilde yaşayarak gördünüz. Yegane güç Allah’tır. Öyleyse geliniz, Tevrat’ta ve İncil’de adı geçen Hak peygamber olan Hz. Muhammed’e siz de iman ediniz, baki olan ahiret hayatını azapla doldurmayınız.

Allah’a ve Rasulü’ne iman edip itaat ediniz. Kendinizi seviyorsanız bunu yapınız, biz sizi Allah’ın bir kulu olarak önemsiyor ve sizin ateşin dostu olmanızı istemiyoruz.

 

Bu yazı 1709 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar