Çağ değişiyor, ten değişiyor, hal değişiyor vel hasılı duran bir şey yok, baş döndüren bir hız var. Biz ise bu hızın içerisinde belki de farkında olmadan savruluyoruz. Bu savruluşlardan bahsedecek çok şey var ama biz sadece sosyal medya ve bize etkilerinden konuşacağız. Bu satırlar yazılırken ve siz lütfedip okurken dahi her yeni eskimeye ve bir şeyler değişmeye devam ediyor, ededursun hayırlısıyla.
ŞİKAYET DEĞİŞİME Mİ YOKSA KULLANILIŞ ŞEKLİNE Mİ?
Değişim aslında şikayet edilecek bir durum değil; tam tersine her değişim yeni bir doğum ve her yeni bir doğum da bir sevinçtir. İnancımızda durağanlık yoktur. Bu yüzden Kur'anda "Bir işi bitirince diğerine koyul.” (İnşirâh Suresi, 7.ayet) buyurulurken durağanlık değil hareketlilik, çağdan, güncelden geri kalmak değil gelişmişlik istenir, teşvik edilir.
Hz. Ali radiyallahü anh; " Çocuklarınızı bugüne göre değil, yarına göre yetiştirin" derken inananların her çağda diğer insanlara göre öncü ve önde olmasını arzu eder. Bunlara rağmen bizlerin bugün açmazı ya da bazı kesimlerin değişimlerden şikayet eder hale gelmesinde mesele değişim değil, bu değişimin kullanış şekline göre insanın dünya ve ahiretine fayda ya da zarar verme tercih şeklidir. Ve yüce Rabbimizin; "Allah işini güzel yapanları sever." (Âl-i İmrân Suresi-148) ayetinden de anlayacağımız gibi ne iş yaparsak yapalım; meşru ve güzel bir şekilde yapmaya mecburuz.
Konuyu fazla dağıtmadan sosyal medya gündemimize dönüpte sorgulayacak olursak; hepimiz kendimize lütfen sorallım ve vicdanımızda alacağımız cevap ise kendimizi kandırmayacaktır.
BİR BİRİMİZE DEĞER Mİ
KATIYORUZ, YOKSA VAKTİNİ Mİ
ÇALIYORUZ?
Facebook, whatshap, instagram, Twitter ve bunlara ilave edilecek bir çok sosyal paylaşım şekli.. Biz bunlarda bir birimizin ve kendimizin zamanını kullanırken kendimize ya da paydaşlarımıza yeni bir şeyler öğretip katkı mı sağlıyoruz yoksa olsa da olur olmasa da olur babından sıradanlıkla meşgul mü ediyoruz? En basitinden yazı dahi yazmadan, gönderdiğimiz kişinin ismine hitap nezaketi bile göstermeden(içeriğe göre bazı paylaşımlarda gerek kalmayabilir elbette) hazır kopyala yapıştır türünden mesajları tek tıkla bir çok kişiye gönderdiğimiz mesajlar gönderdiğimiz kişiye bir katkı veriyor mu gerçekten?
Bazen ise bu dediklerimize bile bir masumiyet kazandıracak hallerde yaşıyoruz. Söz konusu paylaşım şekillerinde gıybet, yalan, iftira ve hakaret içerikli paylaşımların ileticileri olarak gerek kişisel manada gerekse toplu manada düşmanın değirmeninde su ya da yangında bir körük olup vatanımıza milletimize de zarar verebiliyoruz.
BIRAKIN SİZİN ÖZELİNİZ SİZDE KALSIN
Bir diğer sosyal medya kullanıcı hatası ise; yazımızın başlığını da oluşturan mahremiyeti yırtıp atan ya da zedeleyen özellerimizin paylaşılması vahametidir.
Belki bazılarına bu durum çok normal gelebilir. Çünkü paydaşları dostları, arkadaşları, yakınlarıdır ve bunda ne sakınca olur diyebilir. Haklılar da diyemeyeceğim maalesef. Hani hepimizin bildiği bir söz vardır; " Söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna ve varır dostunun dostuna..." diye. Ayrıca her ailenin ya da kişinin özellerinden kendinde kalması gerekenler vardır. Allah mahremiyet konusunda sınırlar koymuştur ve bunları uzun uzun paylaşarak konuyu uzatmak istemem. En basitinden bazı etkinliklerde masumane paylaşılan videolar, resimler Allah'ın haram saydığı kişiler tarafından görülmüş, izlenmiş olmuyor mu? Bayanlar bayan gurubunda paylaşsa bile paylaşılan guruptaki bayanların eşleri ya da erkek çevresine karşı paylaşılanların korunma garantisi var mı? Bırakın sizin özeliniz sizde kalsın.
WHATSHAP’A GÖSTERDİĞİMİZ TEPKİYİ NİYE KENDİMİZE GÖSTERMİYORUZ?
Hatırlayacak olursak yakın bir zaman önce Whatshap, kullanıcılarının resimlerini paylaşacakmış diye ortalık haklı olarak ayağa kalkmıştı ve whatsahap’ı kapatanlar azımsanmayacak sayıdaydı ki doğruydu. Peki biz kendi ellerimizle kendi özellerimizi niye yayıyor ve paylaşıyoruz, niye mahremiyetimizi zedeliyoruz?, niye bizim özellerimiz bizim mahremimiz iken başkalarının elinde olsun?
HER YENİLİKTE DOĞRU ÖNCÜ OLALIM
Sonuç olarak; sosyal medya bizi zayıflatan, bizi üzücü sonuçlar doğuran bir kullanımda olmasın. Bir birimizden istifade ettiğimiz, değer kattığımız toplumumuzu yücelten, dünyamıza ve ahiretimize bir faydası olan bir tercihle her değişim ve gelişimde var olalım, bunların öncüsü olalım. Yeniliklerle oluşan kıymetleri içini boşaltarak kıymetsizleştirmeden değer katmada, maddi ve manevi yücelmede araç olarak kullanmayı başarabilelim.
İstersek bunu yapabiliriz, istemezsek keyfimize hoş gelecek şekilde ve nefsimize hak verdirecek mazeretler de üretebiliriz. İrade bizim, tercih bizim ve bu tercihin bedeli ise yine bize... Rabbim, razı olacağı tercihi yapanlardan kılsın, üzülecek bedeller ödeyenlerden değil, sevinecek mükafatlar elde edenlerden eylesin. Amin.
YORUMLAR