Sabahleyin şafak vakti ayakta iseniz mutlaka televizyonda bir gezinti/zapping yaparsınız.
Sanırım bir NTV haberi…
Bir karı koca, devletle takışır. Konu ne: Bu çift; adam, iki tutam sakallı, kıyafeti orta hallice ama gayet temiz. Kadın Suriyelileri veya Suutluları aratmayacak kadar siyahlara bürünmüş sadece gözleri açık.
Adres değişikliğini bildirmek üzere -bilmem nerenin- Kaymakamlık binasına gelirler… Kapıda malum bay bayan polis memuru; elektronik denetlemeden geçerler ve Polis memurları “kimlik tespiti” için bayanın yüzünü açmasını isterler.
-Mirim onlar sınava girmiyor ki ne kimlik tespiti? Olsa olsa kişilik tespitidir o da dışarıdan belli olur.
-Vallahi ben bilmem medyanın yalancısıyım.
Sonunda itişirler; vatandaş polis tartışması. Vatandaş Polislere: “Bir bayan polis eşliğinde boş bir odada yüzünü açabileceğini” söyler. Polisler : “Boş odamız yok” ayağına yatarlar… Sonunda iş, itiş kakışın dozu artar tartaklarlar… Vatandaş da gider bazı yerlere başvurur; kamera kayıtları incelenerek “Hak İhlali Vardır.” Belgesini alır.
-Mirim sonunda ne olmuş?
-Vallahi ne olduğunu bilemem ama “bu pirinç çok su kaldırır” derler, bir deyim vardır. Bu olay da çok uygulamalara gebedir.
-Mirim halbuki mesele olacak bir şey de yoktur. Koskoca kaymakamlık binasında boş bir mekan mı bulunmaz? Sanırım sadece bu işin şuuraltında “Sen Türksün niçin böylesin?” yargısı yatmakta. Zira kaymakamlık binasında fink atan Suriyelilerin yüzlerini mi açıyorlar? Bunun yansıması olarak da çağımız düşünürlerinden Abraham Maslow(Öl.1970)un “Elinde çekiç olan her şeyi çivi görür” sözünün üzerine ikame edilmiş bir polis uygulaması.
-Kahya Efendi Maslow tarihimizdeki Kemalpaşa zadeye andırır bir hayat tarzı ve anlayışı var. İstersen bir başka günde onları konu edelim. Lafı da fazla uzatmadan aynen öyle: “Elinde çekiç olan her şeyi çivi görüyor.” Devir haklıdan yana değil güçlüden yana maalesef…
YORUMLAR