Zafer Haftası Kutlamaları Akşehir’den Başlamalıdır
Bundan yedi yıl önce, ‘Zafer Haftası Kutlamaları’nın, hakkın teslimi adına, Akşehir’den başlamasının mecburiyetini bir basın toplantısı ve katıldığım tv canlı programlarında dile getirmiş ve sözü şöyle bitirmiştim: “Gerekirse bu konuda Başkomutan’a kadar gideceğiz.”
İyi ki, konuşmalarda itiyatlı davranmış ‘gerekirse’ sözünü kullanmış; ‘mutlaka’ dememişiz. Yani diyeceğim o ki, bırakın Başkomutan’a götürmeyi, konuyu hemen yanı başımızdaki siyasi, mülki ve askeri erkâna bile ulaştıramadık. Gücümüz yetmedi, hakikaten üzgünüm…
Türk milletinin inançla, cesaretle, samimiyetle yürüttüğü Milli Mücadele’nin muhteşem bir zaferle taçlanmasında Akşehir’in hem maddi, hem de manevi katkılarını akıl ve insaf sahibi herkes, kabul ve teslim etmekte.
Zafer Haftası Kutlamaları niye Akşehir’den başlamalı?
Böyle dönemler, tarih şuurunun derinleşip gelişmesi, milletimizin kendi geleceğini tayin etme azim ve kararlılığında paha biçilmez bir inanç, güven ve umut kaynağı taşır. Geçmişin olayları ne kadar doğruya, gerçeğe uygun değerlendirilirse, yarınlar da o kadar başarı, hayır ve güzellikler ile gelir hayatımıza. Aksi durum, tarihi hafızasını kaybederek büyük gailelerle boğuşmak zorunda kalan bugünkü ülkelerin yaşadığı felaketleri çıkarır karşımıza. Ülkemizde yaşanan ayrılıkların, acıların temelinde bahsettiğim o şuurun kaybolması yatmaktadır.
Milletimizi vatanından söküp atma, evlatlarını kul ve köle haline getirme planlarının haince uygulandığı; herkesin kendi şehrini, mahallesini, sokağını, hatta hanesini savunmaya mecbur kaldığı bir zamanda Kuvayi Milliye ruh ve heyecanı Rabbimizin lütfu ile Akşehir’de makes bulur.
Söylediklerim, bir savaşın sadece sonucuna bakarak zaferle övünmeyi alışkanlık haline getirip tekrarlamak değildir. Muhteşem zaferi hazırlayan, sarsılmaz iman, azim, akıl, beceri ve sağduyunun yansıtıldığı haklı bir stratejinin, doğru bir metodun, insanüstü çabalarla yapılan hazırlığın fark edilmesi; özellikle, bir hakkın teslimi için, Akşehir’in Milli Mücadele’ye verdiği göz kamaştırıcı desteğin daha iyi anlaşılması adına ‘Zafer Haftası Kutlamaları’nın Akşehir’den başlamalıdır.
Akşehir’in Batı Cephesi Karargâhı olarak seçilmesine dikkatinizi çekmek isterim. Sakarya Savaşı esnasında Akşehir bölgesinde gönüllü piyadeler ile erlerden iki alaylı bir birlikten ‘Mürettep Tümen’ teşekkül ettirilmiş ve Kurmay Yarbay Zeki Soydemir’in komutasında cephe gerisinde düşman askerine önemli tacizlerde bulunmuştur ki; bu tümen ve harekâtı Taarruza ilham kaynağı oluşturmuştur.
O zamanlar da, savaş hukukunu tanımayan azgın ve zalim düşman ordusunu baskı altında tutacak en yakın istikamette; taarruza en müsait mıntıkada; Konya ve güneye yapılacak bir taarruzu önleyebilecek bir konumda bulunması ve beslenme kaynağı olan Konya ve Orta Anadolu’nun Batı’ya açılan kapısıdır Akşehir.
İstiklal Harbinin en önemli ayağını oluşturan Büyük Taarruz hazırlığı ve bunun zaferle taçlanışı Akşehir’in jeopolitik konumu, ekonomik gücü, iş gücü kaynağı, demir yolu hattı üzerinde bulunmasının ötesinde Akşehirlinin Kuvayi Milliye hareketine ruh ve mana dokusunu ilmek ilmek işlemsi ve Türk ordusuna verdiği maddi manevi destek, fevkalade önemlidir ve önceliklidir.
Bu konuda ne söylense azdır, ancak tarihe kayıt düşme adına tekrar ifade etmeliyim ki; Zafer Haftası Kutlamaları Batı Cephesi Karargâhı’na otağ; Milli Mücadeleye dokuz ay, on gün ana kucağı olan bu şehirden başlamalıdır. Evet, adına Onur Günü denen oyunlar ve oyalanmalar tek edilerek Zafer Haftası Kutlamaları, dosta düşmene karşı resmen ve alenen Akşehir’den başlamalıdır. 24 Ağustos 2019
YORUMLAR