HOCANIN EMEKLİSİ OLMAZ. RAHMETLİSİ OLUR. YÜZLEŞELİM

Bizleri bu mübarek Cuma gününü kavuşturan Yüce Rabbimize binlerce hamdü senalar olsun. Onun sevgili Rasülüne salat ve selam olsun.
İnsanlara faydalı olmak, bilgi ve birikimlerimi, düşüncelerimi paylaşmak için Akşehir Postası gazetesinde YÜZLEŞELİM başlığı altında yazmaya çalışacağım inş.  Bu fırsatı verdiği için Akşehir Postası Gazetesine teşekkür ederim.
KARDEŞLERİM,  Eskiden emekli olanlara tekaüde ayrıldı denirmiş. Tekaud kelimesinin çok ilginç bir manası var. Arapçada, ihtiyarlıktan, hastalıktan veya ayağına aldığı yaralardan yürüyemeyecek hale gelen, oturduğu yerden kalkamayan, kötürüm, yatalak develere tekaud denir.  
Hayatımız boyunca değişik işler/faaliyetlerde bulunuyoruz. Yaptığımız işlerin bir kısmı ödevimiz, bir kısmı görevimiz, bir kısmı ise hizmetlerimizdir. Ödevimiz ayrı, görevimiz ayrı, hizmet ise apayrıdır. Ödev, Allahın yapılmasını farz kıldığı emir ve yasaklardır.
Görev, kişinin ailesine, vatanına, milli ve manevi değerlerine karşı yapması gereken sorumluluklarıdır. Hizmet ise kişinin, Hak davasının dünyaya hakim olması için cihat, irşat ve tebliğde bulunmasıdır.  
Bu;‘’Ödev-görev-hizmet” üçlüsü kişinin, Rabbinin rızasını kazanması için bir araçtır. Amaç ise ilahi rızayı kazanmaktır. Bu sebeple hiçbir müminin develerin tekaude ayrılıp çalışamaz hale geldiği gibi emeklisi olmaz. Biz İmam-Hatiblerinde diğer kamu görevlilerinin de emekli olması Devletteki resmi vazifelerinden ayrılmasıdır. Bu sebeple hiçbir imam arkadaşım emekli olmaz. Son nefesini verinceye kadar İslam’a hizmet etmeye devam edecektir. Hasılı kelam; HOCANIN EMEKLİSİ OLMAZ RAHMETLİSİ OLUR. 
KARDEŞLERİM, Hz. İbrahim; Rabbim beni, benden sonra gelecekler arasında doğrulukla/iyilikle anılmayı nasip et!”(şura 84) şeklinde dua ediyor. Kur’anda anlatılan peygamber kıssaları bizlere; “sizden sonrakilere anlatılacak güzel bir hayatınız olsun. Siz öyle bir hayat yaşayın ki sizden sonrakiler minnetle, saygıyla anlatsın.
Firavun ve benzerlerinin kıssaları ise, “sizden sonrakilere, öfke duyulacak, nefret edilecek, lanet edilecek bir hayatınız olmasın” uyarısını yapmaktadır. 
Bu sebeple bizler Hz. İbrahim gibi iyilikleriyle anılacak örnek bir hayat yaşamaya çalışmalıyız. 
Unutmayalım;Kimi insanlar yaşarken dillere destan olur, kimileri ise daha ölmeden hiç doğmamış, dünyaya hiç gelmemiş gibi unutulur gider.
Rabbim bizleri unutulanlardan değil her daim hayırla anılanlardan eylesin inş.