SINIR ÖTESİ DIŞ İLİŞKİLER DENKLEMİ
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
muhammed sadık atik

muhammed sadık atik

misafir kalem

SINIR ÖTESİ DIŞ İLİŞKİLER DENKLEMİ

09 Mart 2020 - 16:42

Türkiye’nin ve Türk tarihinin derin mazisine baktığımızda sürekli bir mücadele ve savaşlarla karşı karşıya kalmış topluluk görürüz. Temel olarak burada iki sebep vardır: 1. İslamiyet öncesinden bugüne süregelen bağımsız yurt mücadelesi 2. İslamiyet  sonrası Allahın varlığını birliğini sancaktarlık yaklaşımıyla  ön planda tutmak ve yaratılmışa yaradandan dolayı değer vermek

Ülkemizin gerek stratejik konumu gerekse yakın tarihte birtakım devletlere,topluluklara karşı verdiği mücadeleye bakılırsa bu coğrafyada var olmanın bir bedeli olduğunu açıkça görebiliriz. Toplum olarak bu dönemlerde nasıl ki tarihte birlik ve beraberlik anlayışıyla hareket etmiş isek,günümüz şartlarında da aynı anlayış etrafında toplanmalıyız. Türk milletinin tarihine baktığımızda ‘Lider’ ve ‘Liderlik’ yaklaşımı oldukça önem arz etmektedir. Kritik dönemlerde bir olmanın en önemli belirtilerinden birisi de ülkenin liderinin kimi zaman geneli itibariyle tasdik etmediğiniz yönleri dahi olsa arkasında durabilmektir.

Türklerin mazisinde hep bağımsızlığına düşkün,mücadeleci,kanaatkar ve en kritik dönemlerin dahi üstesinden gelebildiğini görebiliriz. Bu şanlı millet meydanda kolay pes etmediğinden  ancak ve ancak fitne yoluyla kargaşaya yönlendirilebilmektedir. Suriye,Irak,İran sınır hattımıza baktığımızda bölgenin fizik,kimya ve biyolojisini bozmak adına  her türlü farklı güçler adı altında çaba sarf edildiğini görmekteyiz. Farklı isimler adı altında bölgede huzursuzluk ortamı oluşturan yabancı devlet ve örgüt yapılarına baktığımızda temel gayelerinin inanan kesime zarar vermenin yanı sıra kendini güvende hissetmek için savunma maksatlı bizden silah vb. ekipman almak zorundasınız yaklaşımı ortaya koymaktır.

Türkiye Cumhuriyetinin şanlı tarihinde elde etmiş olduğu zaferlere, başarı dolu cenk meydanlarına baktığımızda sürekli taktiksel zeka, savaşı kolaylaştırıcı cepheyi aşmayı kolaylaştırıcı kaynaklardan basiretli liderlerle faydalandığını görmekteyiz. Bakıldığında her ne kadar fiilen savaş ortamı yokmuş gibi görünse dahi önce de belirttiğim üzere coğrafyada var olmanın Anadolu yurdumuzdur demenin sürekli bir bedeli olmuştur.

Son dönem çağın teknolojilerine bilhassa savunma sanayisinde ağırlık veren inovatif SİHA-İHA gibi birçok yerli milli araçlarıyla sahada üstün olmakla masada da üstün olmaya başlayan Türkiye esasında  vaktiyle cephede mermi yoksa süngü ile surlar aşılamıyorsa ustalarla top icat ederek, atlı birliklerini farklı taktiklerle yönlendiren vb. birçok taktik ve stratejilerle sahada üstünlüğü elde etmiştir.

Bütün yönleriyle baktığımızda ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı çerçevesinde mazlumlara umut olan ve Allahın yüce mutlak dini olan İslamın son sancaktarı Türkiye verdiği mücadelelerde bedel ödemesinin yanında bunlara mukabil ağır bedeller de ödetmektedir. Özgün yapısına dönüşmeye çalışan Devlet, prangalarından kurtuldukça artık bir fiil icraat aşamasında olan yerli ve milli duruşuyla topluma güven vermektedir.

Şanlı Türk milleti her ne kadar farklı görüşlerde olsa dahi hükümet ile devlet tanımlarını ayırt edebilecek iradeye sahiptir. Buna istinaden tek yumruk olmasının gerektiği dönemlerde bu büyük millet gereğini yapmakta ve yapacaktır. Son olarak Türkiye’den başka Türkiye yok.

Bu yazı 46491 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 3 Yorum
  • Sebahattin Tokmak
    3 yıl önce
    Ellerinize sağlık Muhammed hocam. Güzel bir makale olmuş Selam ve saygılarımla.
  • halil ibrahim çakar
    3 yıl önce
    yazara teşekkürler daha sık görmek isteriz yazılarını
  • İsa
    3 yıl önce
    Güzel tespitler güzel yazı emeğine sağlık

Son Yazılar