Doğa, gören gözler ve tadan ruhlar için en iyi öğretmendir.
Doğanın her koşulu ve zamanı ayrı birer öğreti kaynağıdır. Öyle ya sonbaharı, kışı, ilkbaharı ve yazı ayrı özellikler ve kazanımlar sunar.
Doğa özü gereği, anlaşılmayı bekler. Doğa, içinde kendisinin insana karşı açtığı bir mücadele barındırmaz. İnsan doğaya yönelik içinde ruhsal ve fiziksel mücadele hisleri barındırır. Eş deyişle insan doğaya karşı mücadeleye girişir. Çünkü, doğa yalnızca bir seyircidir. Gözlemcidir. Sınav ortamıdır. İnsanların doğayı aşmak için giriştikleri her mücadeleyi doğa gözleri parlayarak gururla izler.
* * *
Allah’ın CC verdiği nimetlerle doğa insanın tüm ihtiyaçlarını karşılar. Güneşiyle, yıldızıyla, suyuyla, kar örtüsüyle, yağmuruyla, bitki örtüsüyle .. insanın karşısında değil! yanında olduğunu fısıldar. İşte bu nedenle doğa anlaşılmayı ve feth edilmeyi bekler.
Doğaya yönelik girişilen her etkinlikten sonra insan yeni deneyimler, bilgi ve beceriler kazanır. İnsan doğaya yönelik atılan her adımda farklı ve geniş bakış açıları kazanır. Böylece doğrudan doğayı, dolayısıyla da kendini ve insanları daha iyi anlar, tanır ve iletişim kurar.
* * *
Doğa huzurlu ve dingin ortamlarıyla insanın iç alemini yanı biliş süreçlerini etkiler.
İnsanın kendini, doğayı ve çevreyi anlamaya çalıştığı her adımı iç bilişini harekete geçirir.
Doğa öğretilerinde belirli kitabi kuram ve öğretme-öğrenme ilkeleri yoktur. İnsanın yalnızca içten gelen bir bilişi vardır.
Doğa insandan hiç bir şeyini saklamaz ve gizlemez. Aksine insan doğaya gözlerini kapar. İnsan çıkılmayacak yerde yola çıkar, yapılmayacak yerde bina-konut-köprü yapar. Böylece gözlerini doğaya ve gerçeğe kapayan insandır.
* * *
Sonuç olarak doğa, yaşam öğretileri için en büyük öğretmendir. Bu öğretmenden faydalanmak için doğayı anlamak, onunla birlikte yol almak gerekir. Doğanın koşullarına uygun kullanılmasıyla kazanan hep insandır. Bu kazanım eğitimde ve öğretimde sanalla ve tabletle değil! doğayla haşır – neşir olmayla yani gerçek yaşamla iç içe olmayla elde edilebilir.
Aksi halde hayatında ilk kez karınca ya da uğur böceği gören çocuğun onları bilgisayar, tablet ve cep telefonu ekranında resim ve fotoğraf büyütme hareketleriyle büyütmeye çalışması gibi hem çocuk hem ebeveynler hem de eğitim sisteminin garip halleri daha çok ortaya çıkar. Doğa buna bir şey demez. Çünkü; “doğa, kendini gizlemez. İnsanla mücadele etmez! öğretir, çünkü, o en iyi öğretmendir.” Oysa doğanın nimetlerini görmezden gelen ya da göremeyen ve doğayla mücadeleye girişen ise hep insandır.