Şovenlik yapmadan ve hem-şehriciliği öne çıkarmadan gerçek halde Akşehir’e bakıldığında şu özellikler gözleniyor:
· İnsanın heyecanı ve ruhsal çoşkusu her daim yerindedir.
· İnsanının sohbetinin lezzeti, dağları gibidir başı her zaman dik bazen ise dumanlıdır.
· Suyu bir içimliktir.
· Toprağı berli-bereketlidir.
· Zaten, Akşehir’li olan Akşehir’e benzer. Haksızlığa ve riyakarlığa karşı her zaman tepkilidir. Yönetimler, idareler ve ideolojiler fark etmez, Akşehir’li eleştirel görüşünü ve memleket hayrına tavsiyelerini hep söyler. Bu nedenle onurludur.
Bu özellikler, yazı başlığında da belirtildiği gibi, şovenlik hemşehircilik yapılmadan söyleniyor. Çünkü;
· Akşehir’li doğru bildiğini hep söyleyendir. İşte bu birkaç nitelik bile ayırır, Akşehir’liyi.
· Akşehir’in eğitim düzeyi de yüksek olup, kültüründe, yaşı, mesleği ve konumu ne olursa olsun yaşama dair hikmetli sözleri ve esprileri de Merhum Hoca Nasreddin filozofisinin ışıklarını taşır.
· Akşehir’linin barıştığı ya da küstüğü konuları bile memleket temellidir.
***
Akşehir ve Akşehir’li değişiyor. Binalarıyla, caddeleriyle, ticaretiyle, ekonomisiyle ve yaşam tarzıyla. Değişiyor. Değişimin ise özüne bağlı olarak tutarlı, benliğinden uzaklaşmadan, farkına vararak, nereden geldiğini bilerek olması işe yarar ve olumludur. Aksi halli değişimler özenti ve öykünmeden öte geçmez. Köpük gibi kreması bol pasta gibi görünürü çekici içi boş olur.
***
Sonuçta, “insan yaşadığı yere benzer” ve İbn-i Haldun’un dediği gibi “coğrafya kaderdir” Akşehir’in yayla havası ve bir içimlik suyu için ne kadar doğru değil mi?