Toplum olarak yapımız itibariyle eleştirilmeyi sevmiyoruz. Eleştireceksin ve eleştirileceksin. Bundan korkuyorsan mevki ve makamlarda başarılı olamazsın. ‘’Meyve veren Ağaç Taşlanır.’’ Eleştirildiğin Zaman toplumda bazı kişi ve kurumlara sevmeyebilirsin.
Sevmek zorunda da değilsin ama saygı göstermek kadar büyük bahtiyarlık var mıdır?
Kimse yalnız başına mevki ve makamlarda başarılı olamaz. Ben ve biz kelimesinin anlam yönünde ayrıştığı ve biz kelimesinin haklı olduğunu göreceksin. Bunu da ilgili birçok hikaye toplumuza maal edilmiştir. Başarılı olmak için çalışmak gerekmektedir.
Çalışkan olmayı amaçlayan bir birey hedefine ulaşabilmek için sağlam adımlar atmalıdır. Çalışma ile başarı elde edilir. Günlük hayatımızda ki bilgilerimiz ile okullarda aldığımız bilgileri pekiştirip ortak görüşler belirlersek daha aktif ve akılda kalıcı bilgiler ortaya çıkarırız. Böylece ortak akılı bulmuş oluruz. Burada istişare ortaya çıkmış olur.
Bir iş yaparken ehline sormaya "meşveret" veya "istişare" denir. İstişare sünnettir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Yapacağın işi önce meşveret et!) buyuruluyor. (Al-i İmran 159) İdarecilerin ümmetin durumunu ilgilendiren konularda istişarede, bulunmasının hükmü konusunda ise farklı görüşler vardır.
Çalışmak, tekrar yapmayı gerektirir. Okulda da olsanız işyerinizde de olsanız yaptığınız, öğrendiğiniz bilgileri tekrarlamak zorundasınız ki hedeflerinize ulaşabilesiniz. Bireyin içindeki gizli yetenekler çalışma yoluyla ortaya çıkar.Çalışan insanın canı sıkılmaz çünkü sürekli yapması gereken işler vardır.Çalışkan insan kendini üretken hisseder, bireyin hayata bakış açısını ve görüşlerini farklılaştırır, belirginleştirir.
Hem çalışmayız hem de kararların hepsini kendimiz veririz. İstişare etmeyiz. Eleştiriyi sevmeyiz. Başkalarına saygı duymayı benimsemeyiz. Ben yapacam, ben yaparım demekle kibirli bir hale geliriz. Eleştiri yapanlara kin ve nefret duyarız. Bu işi benden başkası yapamaz deriz. Biz hangi sınıf ve zümre içinde yer alırız acaba...
Çok çalışırız, Her işi alırız işleri yetiştiremeyiz, herkese ve her kesime kızmaya başlarız, Etrafımızdaki insanlara bizle beraber aynı yola çıkanlara tarafını belirmediği için kızarız. Beni sevmeyeni bende sevmem deriz. Zamana ve mekana göre yön değiştiririz. Bize eyvallah etmeyene bizde eyvallah etmeyiz. Nerde kaldı farkımız... Fark yaratmak başkalarının yaptığı yanlışları görüp kin ve nefretle bakmak yerine, o yanlışı zamanında uyarmak değil midir. ''Dost Acı Söyler..''
Bize göre şehrimizin sönük ışıklarını yakmak, ileriye umutla bakmak gelecek nesillere güzel miraslar bırakmak için bir araya gelen birbirine kenetlenmiş bir toplum olarak durmak yok yola devam demiştik.
Neler oldu hemen dedikoduya başladık. Birbirimizden kopmak için kenetlendiğimiz düğümlerin çözülmesi için aramıza nifak tohumları ekmeye başladık.
Yangından mal kaçırırcasına lobiler oluşturduk. Aynı çayı keyifle yudumlarken birbirimiz destek olurken neden ayrışmaya doğru gitmeye birbirimize selam bile vermemek için yol değiştirmeye başladık.
Seçimler bir bayrak yarışıdır. Bu bayrağı kim iyi götürecekse onlara bayrak emanet edilir. kurum ve kuruluşların başında ne zamana kadar ben duracağım. Biz bayrağı gelecek nesillere teslim etmek için en iyiye vermek için yarışmamız gerekirken bayrak hep bende kalsın demekle, senden önce bayrağı taşıyanlara minnet borcunu nasıl ödersin.
Bazıları hemen kendisine göre yorumlar yapmaya, söylentiler çıkarmaya, bir şeyleri ağızlarının içinden mırıldanmaya başladı. Biz yıllarca emek verdik. Bizim de görev almamız gerekir. Biz yıllardır çalışıyoruz demekle siyasetin menfaat mekanizması olarak görülmesi son derece yanlıştır. Siyaset hizmet için yapılmalı. Herkes kendisini tartıp, biraz düşünüp karar vermesi gerekir. “İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır”
Ülkemiz için çalışacağız, ne pahasına olursa olsun haklarımızı koruyacağız. Ezen değil ezilen yanında olacağız. Refah huzur için maddi manevi olarak çalışıp hiçbir beklenti içinde olmayacağız. Anlaşılan o ki hepimiz aynı değiliz. Yola çıktıklarımız biraz kendini dışarıda hisse dittiğinde sinirlerine hakim olamıyor. Sabırlı ol kardeşim. Sabırlı…
Parti içinde kendisine bir yer bulmak için yırtınmaya hoplamaya zıplamaya gerek yok. Daha ortada kesin bir şey yok. Zaman her şeyin ilacıdır. Biraz zamana bırakalım. Göreve layık insanlar bir gün o göreve getirilirler. Sen Üzülme…
Göreve gelmek için çaba gösterenlerin başarı oranı ortalama yüzde 20-30 ise göreve getirilenlerin başarı oranı yüzde 80-90 civarında olduğu aşikardır. Sen istemeden bir göreve layıksan o göreve getirilirsin. Korkma ! Cenabı Allah lütfeder…
İnanıp güzel işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfünden onlara daha fazlasını da verecektir. Allah, kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allah’tan başka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır. (Nisa, 173)
Her ne kadar başarmanın sırrı çalışmak ise, çalışmanın sırı da başarmaktır. Sakın başkalarının sözüyle Trene binme, seni trene bindirenler, O Trenden seni indiremezler çünkü TREN İSTASYONU ÇOKTAN TERKETMİŞTİR……