Son bir haftadır piyasalar yangın yeri.
Döviz - Faiz - Altın piyasayı belirleyen mahşerin üç atlısı yakalayana, takip edebilene aşk olsun.
Aslına bakarsanız, ekonomimize 24 Haziran seçimleri öncesinde başlayan ama yatıştırıldığı yada savuşturulduğu düşünülen olağan dışı bir saldırı vardı.
3 kasım seçimleri belkide bu saldırının hissedilmesiyle öne çekilmişti ama korkunun ecele faydası olmadı.
ABD'nin Ankara büyükelçilik görevlisine dayandırılarak gazetelerde yayınlanan bir haberle, dolar 7 tl olabileceği yazılmıştı. Bu haber ekonomideki güvensizlik rüzgarlarını estirmeye başlamış ve faiz artırımlarına sebep olmuştu.
ABD yönetimi ise, adalet ve iç işleri bakanlarımızın yurt dışındaki mal varlıklarına el konulduğunu açıklaması alenen ekonomik savaşı başlattı.
Türkiye'nin alternatif olarak S400 Rus savunma füzelerinin alımını açıklamasıyla başlayan gerginlik, papaz görünümlü ajan Brunsun’un tutuklanmasıyla ayyuka çıktı.
ABD İran'la yapmış olduğu anlaşmalardan çekildiğini açıkladı. Yırtılan anlaşma görünürde İran'la üstü kapalı şimdilik ekonomi savaşı yapacakmış gibi hava estiriyor ama ESAS HEDEF TÜRKİYE.
Kesinlikle ABD yüzyılımızın özellikle islam ülkelerini kan gölüne çeviren kan emici, sömürgeci, zalim devletlerin temsilcisidir.
Hunharca göz koydukları talan ettikleri müslüman devletlerin yer altı zenginlikleri ve yer üstü kültürel zenginliklerini zalim devletler hiç bir ülkeye nefes aldırmadan kontrol altında tutmakta ve sahibi olmaktadırlar.
Görünürde demokrasi adına arap baharı bahanesiyle yeniden dizayn edilen bir coğrafyadayız.
ABD artık Türkiye'de aracı terör örgütlerinin devre dışı bırakılmasını görmesi üzerine, kendisi bizzat Türkiye'yi hedef aldı. Adı ne olursa olsun bu yapılanlar kurşun atmadan ülkemizi teslim alma çabasıdır.
Hedefe konmamızın hükümetin eksikliklerinin de olduğunu söylemek kolaycılık olur.
Maksatları bulunduğu coğrafyada hızla yükselen, mazlumların yanında duran ve savunma sanayi başta olmak üzere bir çok konularda yükselişe geçen Türkiye'nin bir şekilde durdurulması projesi olduğunu görmeli ve devletimizin yanında durmalıyız.
Türk milleti 24 Haziran seçimlerinde demokrasi ve cumhuriyet kuralları çerçevesinde siyaseten hesaplaşmasını yapmıştır. Dünyanın beşten büyük olduğunu söyleyen ve artık kendi göbeğini kendisi kesen bir TÜRKİYE olmak istiyoruz.
Cumhurbaşkanımızın şahsında devletimize sadık olmak ve destek vermek boynumuzun borcudur.
YORUMLAR