Dünya ya geldiğinizde kimin oğlu/kızı olacağınız yada başka konularda tercih haklarınız sorulmuyor değil mi ?
Hangi ev, çadır, sokak, saray'da ikamet edeceğinizin sorulmadığı gibi.
Teniniz beyaz yada siyah, gözleriniz yaşil yada kumral, tombul yada sıska, uzun yada kısa.
Bahtınıza ne çıkarsa bazı uzuvlarınız da olmayabilir.
Size bahşedilen, uygun görülen özelliklerinize katlanmakla mükellefsiniz.
Hesap sorma, yadırgama, beğenmeme lüksünüz yok, sabır ve itaat edeceksiniz.
Hayata başlama sıranız siz doğduğunuzda belirleniyor.
Bazıları fersah fersah sizden ileride başlayabiliyor yarışa.
Sıralamayı görüpte ben yarışmayacağım ben yokum deme hakkınız da yok , öyle yada böyle koşmasanızda yürümek zorundasınız.
Evrende kaşık kadar yer tutan dünya da yaratılan bir figüransınız, senaryoda rolünüz neyse onu oynamakla mükellefsiniz.
Yarış başladıktan sonra herkese başka imkanlar fırsatlar veriliyor onları lehinize yada aleyhinize değerlendirmek tamamen size bırakılıyor ama sonuçlarından sorumlusunuz.
Kostümlerinizi yıpratmayın, kokutmayın, fazla yiyip içmeyin, ortalığı temiz tutun sırada bekleyenler var.
ilk günlerde belki arkanızdan temiz kullanmış, az yemiş, çok bırakmış derler ama sonradan esameniz bile okunmaz, kimseye yaranamazsınız.
Siz en iyisimi senaryonun sahibi ile iyi geçinin, verilen rolü iyi oynayın ve ona yanlış yapmayın gerisi hiç önemli değil.
Burada kalanlara yaranamazsınız...
Dünya oyalanma ve imtihan yeri kimse sabit kalıcı değil.
Sizlerde, bizlerde her nigmete ve imkanlara sahip olamayacağımızı bilerek yaşamayı ve ömrümüzü tamamlamaya ikna olmalıyız.
En azından biz müslümanlar, tabi olduğumuz dinin emirlerini yerine getirmeye gayret ederken kalıcı ve baki olanın ahiret olduğunu unutmamalıyız...
YORUMLAR