Erdoğan "sigara zararlı dedi" diye, birileri neredeyse sigaraya başlayacak .
Erdoğan "sezeryanla doğum zararlı dedi" diye, birileri normal doğum yapmayacak .
Erdoğan'a yönelik diye, 15 Temmuz FETÖ darbesine "kurgu" diyenler bile oldu .
Venezuela konusunu bile, Erdoğan üzerinden tartışabiliyorlar.
Ne böyle siyaset, ne de böyle tartışma olur...
Erdoğan'ın "iyi" yaptığına "iyi"...
Erdoğan'ın "kötü" yaptığına "kötü"...
Demezseniz inandırıcılığınızı kaybedersiniz .
ABD Türkiye'ye yıllarca parmağını sallayarak ; Tarım , Sanayi , Enerji ve Askeri yatırımlar başta olmak üzere bizim adımıza kararlar verdi .
1925 yılında kurulan Teyyare fabrikasını kaparttırdılar .
1960'lı yıllarda kurulan Otomobil fabrikasını da kapattırdılar .
- Haşhaş ekmeyeceksiniz ! Kenevir dikmeyeceksiniz !
- Tütün ekmeyeceksiniz ! Pancar ekmeyeceksiniz !
Önce, "şeker pancarı üretimini azaltın" dedi.
Ardından... "Şeker fabrikalarını özelleştirin" dedi.
En azından bazı Şeker fabrikalarının satışından geriye dönüş oldu.
"Şeker pancarının fiyatını serbest piyasa belirleyecek" dedi. ("Piyasa" dedikleri, uluslararası şeker ticaretini belirleyen Londra Borsası)
''Şeker pancarı maliyetli, siz ihtiyaç duyduğunuzu nişasta bazlı şeker ile giderirsiniz" dedi.(ABD bizi çok seviyor ya)
Bülent Ecevit'in başbakanlığında DSP-MHP-ANAP hükümeti 18 Aralık 2000 tarihli IMF niyet mektubunda, şeker pancarının fiyatına, üretim miktarına, işlendiği fabrikalara ilişkin sözler verdi.
Kemal Derviş "ayağının tozuyla" 4634 sayılı "Şeker Kanunu" çıkarttı.(4 Nisan 2001)
Türkiye'yi "nişasta bazlı şekere" mâhkum ettiler.
Resmi açıklamaları şöyle oldu: " Şeker pancarı üretiminden kaynaklanan sıkıntılar nedeniyle nişasta bazlı şekere ihtiyaç hasıl olmuştur " Tabii ki yalandı !
Yasadan çok önce ABD küresel devi Cargill nişasta bazlı şeker üretmek için ülkemizde çalışmalara başlamıştı...
Nişasta bazlı şeker üretmek için; İngiliz Tate & Lyle PLC ve ABD'li ADM ortaklı Amylum ve Cargill-Türk ortaklığı PNS Pendik Nişasta gibi beş şirkete üretim izni verildi.
Bugün Türkiye nüfusunun neredeyse üçte biri şeker hastası!
Bu sayı çığ gibi artıyor. Başlıca faktörü endüstriyel-kimyasal gıda terörü.
Vücuttaki olağanüstü bu durum sadece diyabet/ şeker hastalığı yapmaz; bedende saymakla bitmeyecek hasarlara yol açar. Sürekli şişkinlikten aşırı gaz çıkarmaya, gut hastalığından şişmanlığa, sinir asabiyetlerinden körlüğe, kalp rahatsızlığından alzheimera, pankreas kanserinden astıma kadar birçok sağlık bozukluğunun sebebi budur...
Nişasta bazlı şeker ucuza mal edildiği için ekonomik.
Üstelik raf ömrü uzun.
Bu sebeple üreticiler neredeyse her gıda ürününe katıyor.
Baklavamız bile baklava değil artık...
Sahlebimiz bile sahlep değil artık...
Avrupa'da kişi başı nişasta bazlı şeker tüketimi 1-1.5 kilo...
Türkiye'de ise 6 kilo civarında! Durumun vahametini düşünün ! Beynimizi doymak bilmez şeker bağımlısı yaptılar !
Geçen hafta Cumhurbaşkanımız sn. Recep Tayyip Erdoğan dedi ki ;
"Nişasta bazlı şeker kotalarıyla ilgili bir müjdeyi açıklamak istiyorum. 2001 yılında yayımlanan şeker kotaları yüzde 10 olarak belirlenmişti. Biz bunu geçtiğimiz yıl yüzde 5'e düşürmüştük, şimdi de yüzde 2.5'e indiriyoruz. Böylece milletimizin nişasta bazlı şeker kullanımını düşürmüş oluyoruz."
Harika bir karar, İnşaallah öncelikle toplum sağlığına zararlı ve köylümüz için maddi kayıp olan her türlü yanlış Tarım politikaları bir bir değişecektir...
Kenevir ekimi serbet bırakılmıştır ...
YAŞASIN MİLLİ TARIM POLİTİKASI ...
YAŞASIN BİZ BİZE YETERİZ POLİTİKASI ...
Kaynak : Sözcü - Soner Yalçın
YORUMLAR