Ey canlı bomba!
Seni bu aralar haberlerde çok sık dinliyorum. Artık DİNLİ-yoruma ihtiyacın olduğunu düşündüm ve yazmaya karar verdim.
Bu yolda nice arkadaşın can verdi. Yok olup gittiler. Değdi mi? Verilen can, Allah için verilirse kıymetlidir. Sen ölünce cesedini kimse kabul etmiyor bile. Daha doğrusu kalan parçalarını… Ailen de dâhil bu kimselere.
Hani can Allah için verilirse kıymetlidir dedim ya. Adına cihat deniliyor ve dinine saldıran olursa, onunla savaşıyorsun, ölürsen şehit oluyorsun ve sana öldü bile denmiyor. İnancımıza göre; “ Onlara ölüler demeyin, zira onlar diridirler.” sözüne muhatap oluyorsun ve ölüm sana hissettirilmiyor bile.
Hadi bir de dinlere inanmadığını düşünelim. Din için yapmıyorsun da bu vahşeti, X düşüncen için yapıyorsun. Onun da kuralı var. Öyle kafana göre takılamazsın. Savaş kuralları aynı aslında. Seninle savaşanla savaşırsın.
Peki, senin yaptığın ne? Hangisine giriyor?
Masum insanların arasına dal, hiiiiç senin dininden, düşüncenden haberi olmayan masumların… Meselâ durakta otobüs bekleyen Ankaralıların, yolda her şeyden habersiz yürüyen İstanbulluların… Olacak iş mi?
Sana son uyarılar bunlar! Yanlışından biran önce dön, yoksa yaptıklarının hesabı elbet bir gün senden sorulacak ve o gün her şey için geç olacak.
Cismimiz Akşehir’dedir belki bizim ama
İşitiriz Ankara’yı, Cizre’yi,
Görürüz İstanbul’u,
Yüreğimiz Ağrı’da, İzmir’de, tüm vatanda atar bizim,
Ve her daim yalvarırız,
Fetihlerle, Yasinlerle dua dua Rabbimize,
Bizi, vatanımızı; senin gazabından korusun diye…
RABBİM, Çanakkale’deki şehit olan Onbeşlilerin, Türk Mehmetlerin, Kürt Memoların, Ermenilerin, Lazların, Çerkezlerin… kahraman Atalarımızın hürmetine; kardeşliğimize gölge düşürmek, vatanımızı ele geçirmek, minarelerimizi ezansız bırakmak isteyenlere fırsat verme. ÂMİN.