KOALİSYON MU O DA NE ?
7 Haziran seçimleri yapıldı. Millet iradesi tecelli etti. İşte demokrasi denilen şey bu. İster beğenin ister beğenmeyin, küçük çaplı, sonucu etkilemeyen yanlışlıklarıyla beraber netice ortada. Millet tercihini yaptı. Yaklaşık %85 gibi bir katılım oranı ile yapılan seçimlerde %10 genel barajı aşan 4 parti meclise girmiş oldu.
Bu seçimde önemli sonuçlar ortaya çıktı. Öncelikle, Türkiye’de 13 yıldan bu yana devam eden tek parti iktidarı sona erdi. Osmanlının devamı olan Türkiye’de artık tüm etnik kesimlerin temsilcileri var. Yine Bülent Ecevit ve ekibinin linç ettiği başörtüsü de özgürce mecliste yerini aldı. Kadın vekil sayısı da ilk defa en fazla sayıya ulaşmış oldu.
Meclis açıldı. Vekiller yemin ettiler. Şimdi sıra meclis başkanı seçimi ve hükümet kurulmasına geldi. Meclis başkanı seçimi bir şekilde yapılır ve yeni başkan seçilir. Çünkü Anayasada buna ilişkin hüküm kolaylaştırıcı hükümler taşıyor. Nihayetinde 4. Turda başkan seçilir.
Önemli ve zor olan ise, hükümetin kurulmasıdır. Meclisteki 4 partinin hiç birinin güvenoyu alabilecek sayıda vekili olmadığına göre, önümüzde iki yol var. Birincisi Ak Parti’nin diğer üç partiden en az biri ile veya diğer üç partinin hep birlikte hükümet kurması. İkincisi ise, yeniden seçime gidilmesidir. Geldiğimiz noktada Ak Parti dışındaki partilerin bir araya gelmesi mümkün görülmüyor. Koalisyon açısından tek seçeneğin Ak Partili bir birliktelik. Ancak Ak Parti’nin diğer herhangi bir parti ile koalisyon kurması ne kadar doğru, ne kadar sağlıklı ve ne kadar mümkün acaba?
Seçimden önceki ortamı bir düşünün. Seçimlerde tek amaçlarının Ak Partiyi zayıflatarak iktidardan düşürmek ve Cumhurbaşkanını el aşağı etmek olan partiler ile bir koalisyon ne derece sağlıklı olur? Ak Parti tabanı bir koalisyona hazır değil ve bunu kabul edeceğine inanmıyorum. 7 Haziranda neredeyse seçmenin tamamının bir koalisyon sonucunu düşünmediği ve öngörmediği herkesin malumu. Hatta diğer partilerin seçmenleri dahi bir koalisyondan hoşnut değiller.
O halde yapılması gereken yeniden seçimdir. Millet ortaya çıkan sonucun ve koalisyonun istikrar ve güven getirmeyeceğini, daha önceki tecrübelerden ve 13 yıl boyunca yaşayarak gördü ve şimdi de istemiyor. Ben koalisyonun bir seçenek bile olmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye gerçeğinde kavga ve çekişmelerden, sermaye gruplarının nemalanmalarından, dış güçlerin iç siyasette etkin rol almalarından başka bir işe yaramayan koalisyona Türkiye’yi yeniden sokmamak gerekir. Son 13 yılda yapılan hizmet ve yatırımların cumhuriyet tarihinin tamamından daha fazla olduğunu bu millet gördü. Cumhuriyet tarihimizde yapılan önemli hizmet ve yatırımların tamamının tek parti iktidarları döneminde olduğunu kısa bir araştırma ile öğrenmek mümkün. 2023 yılında dünyada ilk 10 a girmeyi ve dünyada sözü geçen lider ülke olmayı hedefleyen bir Türkiye’yi koalisyon gibi bir girdaba sokmak, otobana çıkan arabayı patika yola çevirmektir. Artık iktidarda kavga, gürültü ve çıkar çatışmaları istemiyoruz. Elde ettiğimiz kazanımlarımızdan da vazgeçemeye niyetimiz yok. Çevresi ateş çemberi olan ülkemizin güven ve istikrara, güçlü ve sözü geçen lider ülke olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Lütfen bu milleti koalisyon bataklığına sürüklemeyin.