Okullarımız açıldı.Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz önceki gün (19-09-2016) okula başladı, ders başı yaptı.Yeni Eğitim-Öğretim yılı(2016-2017) öğrencilerimize ve velilerimize hayırlı-uğurlu olsun15Temmuzda uğradığımız İHANETTEN sonra çocuklarımızı nasıl eğitip –yetiştirmemiz gerektiği bir kez daha önemli hale gelmiştir
Genelde hep tartışılır, “eğitim mi önce, öğretim mi önce” diye.Ya da soruyu şöyle soralım önce eğitim mi yoksa öğretim mi?Eğitim nedir ,öğretim nedir?Yapılan faaliyetin adı “eğitim ve öğretim olduğu halde,bu işle ilgili bakanlığın adı; Milli EĞİTİM Bakanlığıdır.Eğitim-öğretim işleri ile ilgili kararları alan merci de Milli EĞİTİM Şurasıdır.Buradan anlayacağımız şudur ki elbette eğitim önce gelir, hem de MİLLİ EĞİTİM.
Vatanına milletine bağlı olmayacaklarsa,her şart ve durumda vatanımızı ve milletimizi öğrendikleri bilgilerle korumayacaklarsa,birçok şey öğretmemizin ne gereği var. Düşman tarafından satın alınabilecek ya da kandırılabilecekse tank,top yapmayı ya da kullanmayı öğrenmeseler daha iyi olmaz mı?Gizli sırlarımızı öğrenecek, dinleyecek, çok iyi iletişim bilgi ve teknolojilerini bilecek fakat bunları düşmanlarımıza satacaksa; veya şahsi menfaati için kullanacaksa,HAİN olacaksa,öğretilmemiş olsa hatta cahil kalsa daha iyi olmaz mı?Hiç olmazsa az bildikleri için zararları da az olur.Evet EĞİTİM; öncelikle çocuklarımızı ve insanlarımızı ailesine ve milletine bağlı, örfüne ananelerine kültürüne,tarihine ,inanç ve ideallerine bağlı kılmalıdır. Bayrağını,vatanını,milletini,”canından aziz” bilecek şekilde eğitim vermeliyiz.Gençlerimize, insanlarımıza şuurlu bir ideal, bir hedef vermedikçe bir şeyler öğretmenin bir anlamı var mı sizce?Atom bombasını kendi ülkesine atacaksa bombayı yapmayı öğrenmiş olmasını arzu eder misiniz,eder miyiz?Kullanmayı öğrendiği uçaklarla , füzelerle kendi ülkesini vuracaksa,tanklarımızı milletinin,milletimizin üzerine sürecekse sürebilecekse ; bunları öğretelim mi, ne dersiniz?
Evet,önce eğitim mi, öğretim mi sorusuna geri dönelim.Herkes kendisine sorsun. Ondan sonra da ”yarış atı” gibi koşturduğumuz, sınavdan sınava soktuğumuz,ya da eğitim sistemimizin soktuğu çocuklarımızı eğitip-eğitmediğimizi, ya da neler öğrettiğimizi anlamaya çalışalım.Anlayalım ki, eğitmeden öğretmenin bir anlamı olmadığını bilelim.Şimdi de okullarımıza bakalım;Milli Eğitim temel hedeflerine ve amaçlarına ne kadar bağlı yetiştirebiliyoruz,çocuklarımızı?İlkokuldan ortaokula, oradan liseye ve oradan da yüksekokula.Her kademe atladıkça daha mı ailesine, vatanına –milletine bağlı hale geliyor; daha mı argodan-küfürden uzak,düzgün konuşur hale geliyor;daha mı temiz,düzenli ve aklı başında hareket ediyor ve yaşıyor.Dahası Allah’tan daha mı çok korkuyor,inancına,ideallerine,tarihine,bayrağına,vatanına,milletine daha mı çok sarılıyor.Yoksa!...Sayın Cumhurbaşkanımız 15Temmuzdan önceki günlerde eğitime “el” atılacağını bildirmişti.Ancak araya “ihanet- darbe” girdi,sanki biraz unutuldu gibi.Ancak eğitim sistemimiz yıllarca çok oynandı, çok sık oynandı.Adeta dikiş tutmayan “yamalı bohçaya “döndü.El atılması,yeniden yapılandırılması,”YERLİ VE MİLLİ” bir raya oturtulması gerekiyor.Tez zamanda umarım bu konuya el atılır.Yine Sayın Cumhurbaşkanımız önceki gün yayınladığı yeni eğitim- öğretim yılı mesajında;”Türkiye eğitim sisteminde var olduğu anlaşılan,15 Temmuz darbe girişiminde yer alan ihanet çetelerinin istismar ettiği açıkları süratle kapatarak yoluna devam etmek mecburiyetindedir.Bunun için devlet ve millet olarak okullarımıza, öğretmenlerimize,öğrencilerimize, çocuklarımızın zihin dünyasını biçimlendiren müfradata ,kitaplara çok iyi sahip çıkmalıyız.Geçmişini çok iyi bilen,bugününe çok iyi vakıf ,geleceği için hayalleri olan nesiller 2053ve 2071 vizyonlarımızın da teminatıdır.” Diyerek eğitime ve öğretime verilmesi gereken önemi bir kez daha vurgulamıştır.Hülasa çocuklarımızın “fikri hür-vicdanı hür” bir şekilde; Bayrağına,Vatanına,milletine, Devletine bağlı ve bunları yüceltmeye yönelik bilgi,beceri ve öğrenimle donatılması dileklerimle,sağlıklı ve mutlu günler.