Allah (CC) biz insanları toplu yaşayacak şekilde birbirine bağlı ve birbirine muhtaç şekilde yaratmıştır.Bu nedenle köyler,şehirler ve devletler oluşmuştur.Robenson Curuse gibi yaşayanlar istisnadır.
Hepimiz terzi,hepimiz fırıncı,hepimiz doktor,hepimiz öğretmen,hepimiz usta vb. olamayız.Bu nedenle toplu yaşamak zorundayız yaratılışımız gereği.
Evler, apartmanlar,sokaklar komşu.”komşu komşunun külüne muhtaç” peygamberimiz SAV:”Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyurmuştur.Allah CC,da” kul hakkı hariç bütün günahlarınızı affedebilirim,bana kul hakkı ile gelmeyin” buyurmuştur.Bilinçli ve akıllı hiçbir Müslüman “kul hakkı yemez” ve kul hakkına girmez.Girmişse de bunun hak sahibi ile helalleşmenin haricinde bir affının olmadığını bilir.
O zaman etrafımıza, arkadaşlarımıza, komşularımıza bir bakalım;kimlerin bilerek ya da bilmeyerek kul hakkına giriyoruz ya da kul hakkı yiyoruz?
Şehir hayatı! Çoğumuz apartmanlarda ve sitelerde yaşıyoruz.Evlerimizde televizyon ve müzik aletlerini çok yüksek sesle açmayalım,komşularımızı rahatsız etmeyelim.Merdivenlerde tartışma ve gürültü yapmayalım,ayak sesi çıkaracak şekilde inip-çıkmayalım.Komşularımızın hastaları olabilir, sesten rahatsız olanları bulunabilir.
Üst katlarda oturanlar; pencere ve balkonlardan sofra bezi( yemek artıkları), halı vs çırpmayalım.Alttaki komşularımız çamaşır asmıştır yada pencerelerini ve balkonlarını yeni yıkamıştır, temizlemiştir.Kendimize beddua etmelerine fırsat vermeyelim,”AH” almayalım.Hele-hele kızdırıp tartışmaya, kavga ve küslüğe meydan vermeyelim.Bu yüzden apartmanlarda kavgalı ve küslerin olduğunu sıkça duyar olduk.Site içinde araç park yeri yüzünden yakın zamanlarda bir-birlerini öldürenleri duyar olduk,yazık!Bir de büyük şehirlerde, apartmanlarda yaşayanların bir-birini tanımadığını,bir birinin kapısını açmadığını duyuyoruz Bu yüzden teröristlerin de kolayca barındığını duyuyoruz.Hele-hele komşusunun kapısını ; ölüp te kokusunun rahatsız etmesinden sonra gelip açanları duyuyoruz.
Gelelim sokaklara; sokaklar ve kaldırımlar hepimizin ortak malıdır,çöp atıp kirletmeyelim.Muz,karpuz kabuğu atıp insanlarımızın ayaklarını kaydırmayalım, kimsenin düşüp yaralanmasına sebep olmayalım.kaldırımlara ve yollara insanlarımızı rahatsız edecek ve hatta kaza yaptıracak şekilde araçlarımızı PARK etmeyelim.Kul hakkına girmeyelim.Esnaflarımız da kaldırımları İŞGAL edip vatandaşlarımızın geçişine engel olmasın ,olmamalılar.Bu yüzden yolda yürümek zorunda kalıp kazaya uğrayabilirler.
Park ve bahçeleri,eğlence ve piknik alanlarını temiz tutalım ve temiz bırakalım.Serhoşlar atıklarını, içki şişelerini toplayıp götürsünler.Başkalarının da kullandığı alanları batırmasınlar.Tabii öncelikle içmesinler. İçince hem ortalığı batırırlar hem de ”küfür-kefir” konuşup insanları rahatsız ederler,hatta” kusup” ortalığı pislerler.Beraber yaşadığımız çevremizdeki insanları rahatsız etmeyelim ,”kul hakkına” girmeyelim.Çevremizde başka insanların varlığını unutmayalım.
Çarşı-pazarda alacağımız yiyeceklerin “izinsiz” tadına bakmayalım.Kadınlarımız Pazar arabaları ile geçiş yollarını tıkayıp mahalle sohbeti yapmamalı,geçişleri engellememeliler ,biri pazarlık ederken, diğeri menfaatı için bozmamalıdır.Buralarda da kul haklarını gözetmeliyiz.
Elektrik-su ,telefon vb. fatura ödeme kuyruklarında,Ramazanda pide kuyruklarında “kaynak” yapıp, öne geçip kimseyi rahatsız etmeyelim.İtiş- kakışa, kavga-nizaya sebep olmayalım.Hele-hele hastanelerde muayene sırası almada ve önce muayene olabilmek için muayene odasına hastaneden “tanıdık” birisiyle girmede hep “kul hakkına” girer.Sırada yaşlılar vardır, hamile ve bebekli kadınlar vardır,mümkünse onlara öncelik tanıyalım.
Örnekleri çoğaltmak mümkün,değerli okuyucularım.Bunlar hemen akla geliverenler.Hep birlikte iyi insan olmayı,kimseye zarar vermemeyi, AH almamayı,kimsenin
hakkını yememeyi ve ”kul hakkına” girmemeyi kendimize prensip edinelim.Eşimize- dostumuza da tavsiye edelim. Huzurlu ve mutlu günler dileklerimle.