Birden altmış bire hepimiz telefon ve tabletlere gömüldük desek, herhalde abartmış olmayız.Ama özellikle otuz yaş altı gençlerimiz ve çocuklarımız günün büyük bir çoğunluğunu, ortalama dört saatini, telefon ve bilgisayarlarda geçiriyorlar.
Teknolojik aletlerin adeta esiri olduk,telefon ve tabletsiz yaşayamaz hale geldik,hastayız. Ne yapmalıyız?Telefon ve bilgisayarlardan uzak duramadığımıza göre, ve tabi faydaları bulunduğuna göre;zararlarından korunma yollarını bulmak, bilinçli ve kontrollü kullanmak zorundayız bu aletleri ve interneti.
Ne acıdır ki bilinçsiz anne ve babalar, daha çocuk bir yaşına bile gelmeden,oyalamak ve avutmak için,açıyor telefon ve tabletten bir oyun,veriyor çocuğun eline,kendisi de geçiyor televizyon karşısına, ya da telefon ve tablette internette geziye çıkıyor.
Daha acı olanı ,çoğu öğretmenler, avukatlar ve hatta sağlıkçılar da çocuklarını bu şekilde avutup- oyalıyor.Dört –beş yaşındaki çocuk internetten oyun indirip oynayabiliyor,çağ atladık.
Eğitim seviyesi düşük anne ve babalar haydi telefon ve tablete yakından bakmanın ve uzun süre bunlarla meşgul olmanın zararlarını bilmiyorlar diyelim;peki ,öğretmenlere, sağlıkçılara ne diyeceğiz?Telefon ve tabletin çocuklarımızda şaşılık ve görme bozuklukları yaptığını,ayrıca radyasyona maruz kaldıklarını bilmezler mi?
Diğer tarafta yetişkin çocuklarımız,gençlerimiz ödevlerini bulup yapmanın yanında, ya vakitlerinin çoğunu internet oyunları ile geçiriyor,ya da facebook,ınstagram gibi sanal alemde geziyorlar.Anne ve babaları çağırdıkları zaman oyunu, telefonu ,tableti bırakıp,gelemiyor, ya öfkeli bir şekilde itiraz ediyor, ya da homurdanarak istenilen şeyi yapıyorlar.Çocuklarımızın ruh hali bozulduğu gibi, ailevi ilişkiler ve yüz yüze arkadaşlıklar neredeyse bitti.Çocuklarımız okuldan arta kalan zamanlarında alel-acele ödevlerini yapıp hatta bazen yapmadan çöküyorlar oyunun başına.Çoğu zaman anne ve babalar ödevlerini ite- kaka yaptırıyorlar. Ev işlerine yardım hak getire.Sakın ha kızıp ta onların elinden telefon ve tableti almaya kalkmayın,aşırı agresif davranıyorlar. Zaten çoğu zaman odalarına kapanıp oyun oynuyorlar ya da çetleşiyorlar.
Evimizde, yanımızda dursalar neredeyse razı olacağız.Face ve değişik sitelerden yanlış arkadaş edinip kaçan,kaçırılan, kandırılan kızlarımızın sayısı hızla artıyor.Ayrıca bu internette muzır-gayri ahlaki sitelerin varlığı unutulmamalıdır ve çocuklarımız bu konularda uyarılmalıdır.
Misafirliklerde samimiyet adeta bitmiş.Ziyaretlerde herkes alıyor eline telefonu,kimi oyuna dalıyor,kimi faceye ınstagrama .Sohbetler “nasılsı, iyi misin,- havalar soğudu- ısındı” dan öteye geçmiyor.İnsanlarımız adeta yalnızlığa itilmiş,ferdi takılıyor.Eskiden millet televizyona –dizilere bağımlı idi,sohbetler reklam aralarına sıkıştırılırdı.Bu telefon ve tablette reklam arasıda yok.
Eee ne yapalım? Vazgeçme gibi bir imkanımız da yok.Bu anlattıklarımızdan teknolojiye karşıymışız gibi bir anlam çıkarılmaz herhalde. O zaman telefon,tablet, bilgisayar ve ınternetin zararlarından korunma yollarını arayacağız.Anne ve babalar, hele eğitimli insanlarımız “ne yapıyoruz biz” demeliler,küçük çocuk ve bebeklerini telefon ve tabletle avutmaktan- oyalamaktan derhal vazgeçmelidirler.Onlara başka eğlenme ve oyalanma yolları arayıp bulmalıyız.Park ve eğlence alanları, oyun ve oyuncaklar…Onlara daha çok zaman ayırabilmeliyiz.
Diğer taraftan yetişkin çocuklarımızı , kendimizle birlikte bilinçlendirmeliyiz.Bu internetin zararlı yönlerini anlayıp ,anlatmalıyız.Gençlerimizi kitap okuma, spor, gezi eğlence gibi değişik alanlara yönlendirmeliyiz.Çocuklarımızı içine kapanıklıktan ve bencil hareketlerden uzaklaştırma yolları bulmalıyız.Unutmamalıyız ki çocuklarımız geleceğimizdir.Uzmanlara göre uzun süre telefon,tablet ve bilgisayarlarla meşgul olanlarda; fiziksel problemler,göz rahatsızlıkları, epilepsi,konuşma bozuklukları görülebilmekte;esas olarak ta içine kapanık,özgüveni eksik asosyal bir yaşayışa sürüklenmektedirler.Kısaca ruh sağlığı bozuk bir nesil yetişmektedir.Kendi geleceğine dair,memleket ve milletin geleceğine dair hiçbir fikir ve endişe taşımayan bir nesil.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin ekibiyle birlikte 26 Üniversitede,2806 öğrenci arasında yaptığı araştırmada;” öğrencilerde özgüven arttıkça internet kullanımının azaldığını,özgüven azaldıkça internet kullanımının arttığını” tesbit ettiklerini belirtmişler ve “düşük özgüvene sahip öğrencilerin interneti iletişim, eğlence-oyun video ve film izleme maksatlı kullanımların yüksek olduğunu gördük “demişlerdir.
Bu konuda daha çok şeyler yazılıp- söylenebilir. Ama sözü fazla uzatmaya gerek yok.Sosyal yapımızın bozulması yanında, bu telefon,tablet ve bilgisayarlar için yabancı ülkelere çok para kaptırdığımız da göz ardı edilmemelidir.Bunun için derhal yerli üretim ve yazılıma geçilmelidir.Okullarımızda,televizyon –gazete gibi kitle iletişim araçlarında; telefon,tablet ve internet kullanımı ile ilgili gerekli bilgilendirmeler yapılıp,seminerler, paneller düzenlenmeli; çocuklarımızla birlikte tüm toplumumuz eğitilmelidir. Geleceğimiz olan ocuklarımız; oyun oynayandan , oyun kuran, programlayanlar haline getirilmelidir.Sağlıklı ,mutlu, huzurlu günler ,dileklerimle.