O SANA GELMEZ SEN ONA KOŞ
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Yunus Fatih SAĞ

Yunus Fatih SAĞ

NOTLAR

O SANA GELMEZ SEN ONA KOŞ

27 Ocak 2016 - 09:59

                                                 


“Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim de bir Müslüman’ın (dünya sıkıntılarından) bir sıkıntısını giderirse Allah da onun bu iyiliği sayesinde kıyamet günü sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir..” Müslim, Birr,58.
 “Seni yetim bulup da barındırmadı mı? Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi? Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi? Öyleyse sakın yetimi ezme (üzme), senden bir şey isteyeni azarlama!”  Duhâ su. (93), 9-10
 Yetime iyi davranmak, yetimi korumak ve himaye etmek biz Müslümanların görevidir. Allah (cc), Peygamber (sav) Efendimize, “Sen de bir zamanlar yetimdin. Ben seni koruyup gözettim. Ben seni nasıl himaye etmişsem, sen de diğer yetim kullarıma sahip çık; onların derdiyle ilgilen; sıkıntılarını hallet” buyurmaktadır. Demek ki, yetimler bize Allah (cc)ın emanetidir. Onları, dertleriyle, üzüntüleriyle baş başa bırakmamalıyız. Koruyup gözetmeliyiz. Kendilerine yetimliğin acısını duyurmamaya çalışmalıyız. Toplumun içerisinde ezilmelerine göz yummamalıyız.
Yetimlere karşı diğer bir görevimiz ise bizden bir şey istedikleri zaman onları kovmamak, gururlarını incitip azarlamamaktır. Şu hâlde insan, Yüce Allah’ın kendisine verdiği elindeki imkânları ve ilâhî lütufları, onları isteyeni kırıp incitmeden vermelidir. Veremeyecek durumdaysa, bu isteği tatlı bir dille geri çevirmeli, kalp kırmadan ve gönül incitmeden bunu yapmalıdır.
“ Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kalkan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.”  Mâûn su. (107), 1-3.
 Ebu Cehil, bir yetimin vasisi idi. Bir gün o yetim üstü başı çıplak bir vaziyette Ebu Cehil’e geldi. Aslında kendisine ait olan miras malından istedi. Ebu Cehil ise o yetimi sertçe itekledi ve yanından kovdu. Ebu Süfyan bir kurban kesmişti, yetim birisi kendisinden bir parça et istedi. Ama o, yetime et vereceğine asasıyla o yetime vurdu. Bu ayet-i kerime bunlar için nazil olduğu biliniyor.
“Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz? Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.”    Fecr su. 89/ 20.
Sevgili Peygamberimiz (sav) yetimler konusunda şöyle buyurmaktadır:
“Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır.”  (AhmedİbniHanbel,Müsned, V, 250).
 Yetimin başını okşamak, kuşkusuz ona sevgi ve merhamet göstermenin yanı sıra kimsesizliğini unutturup, ayakta durabilmesi için ona yardımcı olmak demektir.   Hadislerle İslam, 4/ 293.
Yetimler önceliklidir. Bu çocukların bazısı şehit çocuklarıdır. Bazısı annesini veya babasını hastalığa, kazaya kurban vermiştir. Hatta kimileri de dünyanın değişik yerlerinde birilerinin dünyalık arzularına kurban edilmiş, daha çocukluklarını yaşayamadan şehirleri yıktığı kadar ruhları da tahrip eden savaşın soğuk yüzüyle karşılaşmıştır. Anneleri, babaları artık yanlarında değildir. Onlar sahip çıkılmayı herkesten çok hak ederler. Onlar Hz. Peygamber’in yanındaki Enes gibi olmayı arzularlar. Müslümanlardan ilgi, sevgi ve şefkat görmeyi umut ederler.   Hadislerle İslam, 4/ 293.
Yetimi yedirip içirmek ve onu himaye etmek konusunda da Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürür sahiplenirse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlaka cennete koyar.”  Tirmizî, Birr 14).
Ebu Hüreyre (ra), Resulullah (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etti: “ Beni Hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, yetime merhamet edene, onunla konuşurken yumuşak davranana, yetimliğine ve zayıflığına acıyana, Allah’ın ihsan ettiği nimetler yüzünden komşusuna düşmanlık yapmayana Allah kıyamet günü azap etmez.” Taberani, Terğib,5/ 172.
Ebu Hüreyre (ra) dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “ Müslümanların evleri arasında en hayırlı ev, içinde kendisine iyi davranılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar arasında en kötü ev ise, içerisinde kendisine kötü davranılan bir yetimin bulunduğu evdir.” İbnMace, Edep, 6.  
“Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız ergenlik çağına erişinceye kadar (onun malına) en güzel biçimde yaklaşabilirsiniz.” En’am su.6/ 152.
“Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.”    Nisa su.4 / 10.

 

Bu yazı 4297 defa okunmuştur .

Son Yazılar